En son, yakınlarda Rojava Kürtleri üstüne çıkacak kitabı hakkında konuşuyorduk. Özellikle Arapça kaynaklarda bolca malzeme bulduğunu söylüyordu. Kitaba başlamadan önce beni aramış, “Rojava hakkında ne varsa gönder” demişti. Bendeki kaynakları iki günlük bir mesaiden sonra tarayıp kendisine göndermiştim. Fakat önemli bir kaynak gönderdiğimi sanmıyordum. Mamoste, Türkçede Rojava’yla ilgili kaynak yok denecek az demişti zaten. Gözlerini içi gülüyordu Rojava hakkında konuşurken.
Kadri Yıldırım’ı Mardintime dergisini çıkarırken tanımıştım. İlk sayımızda kendisiyle iki sayılık bir röportaj yapmıştık. İkisini de yayımladık Allah’a şükür. Eskilerin ‘mütebahhire’ dedikleri türden bir birikim ve olağanüstü bir incelikle, sorduğumuz sorulara, eğer araya girmesem, saatleri aşan cevaplar veriyordu. Özellikle Ehmedê Xanî’den bahsederken, üslubunun tonlamasına renkli bir yelpaze karışıyordu. Mamoste Xanî’nin külliyatını, Nûbihara Biçûkan, Eqîdeyê İmanê, Mem û Zîn’i Avesta’dan yayımlamıştı. Röportajı deşifre ederken alıntıladığı beyitleri doğru yazmak için sözkonusu çalışmalara sıklıkla baktım. Netice itibariyle, Kürtçenin Ehmedê Xanî’nin kaleminde ve Mamoste’nin parlak şerh metoduyla ulaştığı zirveyi tecrübe ettim. Bende Kürtçede okuma arzusu uyandıran ilk kıvılcımın bu tecrübeyle ortaya çıktığını söylemem gerek. Halihazırda Kürtçeyi okuyabilme ve hasbelkader yazabilme imkanını da buradan kazandım.
Artuklu Üniversitesi’nin Kürdoloji sahasında bir lokomotif gibi çalışması, Mamoste’nin deyim yerindeyse, ‘master mind’ı sayesindedir. Bunu insafı kurumamış herkesin kabul edeceğine kalıbımı basarım. Önce yüksek lisans, sonra bölümün lisansıyla beraber yüzlerce öğrenci bu kurumsal ‘rahle-i tedris’ten geçti/geçiyor. Ağır sağlık sorunlarına rağmen (Mamoste hem şeker hem de tansiyon hastasıdır) hiç eksilmeyen bir tempoyla hem yazdı hem de öğrenci yetiştirdi. Yaşayan Diller Enstitüsü, hiç abartısız Kürt eğitim tarihinde çığır açan ve öncü bir rol oynadı. Teşbihte hata yoksa, Kürtlerin ‘gecikmiş’ bir Enderunuydu. Burada neler mi yapıldı?
Seçmeli Kürtçe ders için MEB’e ders kitapları hazırladı. Hem lisans hem de yüksek lisans alanında okutulacak önemli teorik kitaplar hazırlandı. Mamoste’nin sadece kendisi Kurmancî ve Soranîgramer kitaplarını yazdı. Hızla Kürdoloji alanında Türkiyedeki boşluğu doldurabilmek için bilimsel çalıştaylar, konferanslar, paneller ve seminelerler düzenlendi. Terminoloji konusundaki kafa karışıklığınıgidermek için farklı kurumlarla workshoplar yapıldı. Binlerce mezun veren kurslar açıldı. vesaire, vesaire
Türkiyede hiç değişmeyen bir gelenek elbette devreye girmekte gecikmedi. Mamoste’nin göz kamaştıran performansı, Kürtçedeki deyimle, ‘xêrnexwaz’ların canını sıktı. Art arda saldırılar başladı. PKK’nin sürekli mesafeli durduğu hatta kendisine yakın durduklarına Artuklu konusunda rezervler koyduğu bir dönemde, ulusal ve yerel basın Mamoste hakkında çelişkili sıfatlarla ‘bölücü, PKK’li, Zerdüşt, terörist, menzilci, ateist ’ şayiasını işlemeye başladılar. Akitdenen operasyonel bir güç-gazete Newroz’da Mamoste’nin bir konuşmasını çarpıtarak, “Rektör yardımcısı teröristleri kutsadı” şeklinde son derece çirkin bir başlık attı. Bununla kalmadı YÖK’ü göreve çağırdı. Yüksek lisansta alınan 500 öğrencinin 480’nin ( 20 kişinin nasıl kurtulduğu ise merak konusu) PKK’li olduğu haberi bazı mahfillerde dolaşıma sokuldu. Üniversiteye müfettişler gönderildi. Mamoste’ye bunun hesabı soruldu. Mardin’de bazı çevreler Mamoste’den ehliyeti sıfır olan kişileri Kürdoloji kadrosuna alması için baskı yaptı. Mamoste sürekli ‘liyakati’ esas aldıklarını, Kürtçe bile bilmeyenleri Kürdolog diye almanın insan aklına hakaret olduğunu beyan etti. Bu ülkede yabancı dil bilmeyenlerin bile büyükelçi olduğu göz önüne alındığında Mamoste’nin bu ‘duruş’u tabii ki garip görülüyordu. Üst üste soruşturmalar geçiren Mamoste neyse ki, son algı operasyonuna kadar dimdik durmayı başarabildi. Fakat Osmanlı’da oyun çoktur kuralı gereğince bu kez de ‘yolsuzluk’ denen sihirli bir saldırı aracı keşfedildi. Bazı ‘xêrnexazlar’ o denli iştahla pusuda bekliyorlarmış ki, Artuklu Üniversitesi’ne 19 Kasım günü düzenlenen ‘baskı’nda, Mamoste olaydan birkaç saat sonra kendi ayağıyla emniyete ifade vermeye gittiği halde, bu çevreler ulusal basına ‘Artuklu Üniversitesi’nde büyük yolsuzluk operasyonu: Prof. Dr. Kadri Yıldırım göz altına alındı’ haberini hiç utanmadan servis ettiler.
3 yıldır onlarca mahfilde Mamoste’yle hiç eksilmeksizin Kürtçe ve Kürdoloji üstüne konuşmalarımızı hatırladığımızda, sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar okuyup yazan birisinin ne ara bu yolsuzluklara imza attığını doğrusu merak ediyorum. Biz fanilere bu konuda bilgi verecek olan varsa beri gelsin.