Eğitim şart” diyoruz hep ama heba olan nesillerin eğitimine acaba ne kadar yatırım yapabiliyoruz. Hızla gelişen dünyada; teknoloji ile paralel eğitim sistemleri uygulanmaktadır. Gelişen ülkelere baktığımızda eğitim ve sağlığa ayrılan bütçe ve yapılan yatırımlar büyük çaptadır.
Eğitimde yapılan atılımlar, reformlar pek yerine ulaşamıyor. Eğitim alt yapısından kaynaklı, problemler Türkiye’de yıllardan beri kronikleşmiş durumda. Kişi ve hükümetlere bağlı eğitim sistemleri, yenilikler çoğu zaman uygulama zemini bulmadan rafa kaldırıldı.Mevcut eğitim sisteminin; teorik bilgiden, lokal, yüzeysel ve ezbercilikten öteye gidemediğini görebiliyoruz.İnsanı hayatta hazırlayacak, uygulamalı, iş başında öğrenme, eğitim etkinliklerini zenginleştirme, teknolojiyle paralel ders işleme, ders kitaplarına olan bağımlılığı azaltma, öğretmen yetiştirme şartlarını değiştirme gibi adımlar atılarak eğitimde kronikleşmiş sorunları bertaraf etmede etkili olacağını düşünüyorum.
Sürekli ezberci ve şekilcilikten öteye geçmeyen eğitim politikaları mevcudiyetini koruyor.Aynı tip insan yetiştirmek, farklı vizyonu olan insan gücünü muhalefette bırakıyor.Türkiye’deki eğitim programlarını dünyanın konjektürel yapısıyla uyumlu hale getirilmeli, eğitim sistemi revize edilmelidir.Türkiye’de bilimsel çalışmaların alt yapısını okullarda oluşturulup, dinamik bir nesil yetiştirilebilir.
Aynı bilgileri pişirip sürekli insanlara ezberleterek, çağdaş ülkeler seviyesine gelemezsiniz. İnsanların kendi kendilerine öğrenebilecekleri, hayal gücünü artıracak, donanımlı, etkileşimli, eğitim yuvalarını inşa etmek zaruridir.Okullara olan bakış açılarını değiştirmek için; okulların insanları disipline ettiği, bilgiyle donattığı, davranışlarını şekillendirdiği, mutlaka mesleğe hazırladığı, ucuz iş gücü olduğu algısını değiştirmemiz lazım.
Okulların çevreyle uyumlu, barışık, herkesi kucaklayıcı, olumlu bir atmosfer ve ılıman bir iklim olması gerekir. Çatışmaları optimal düzeyde tutarak kendilerini revize edecekleri, değerlendirecekleri, var olan potansiyellerini ortaya çıkarabilecektir. Rekabet ortamlarını artırabilecekleri örgütler haline getirmek yeni yüzyılın gerekleri olsa gerek.
Topluma kalifiye eleman, ara eleman, mesleğe hazırlayan okulların; küreselleşen dünyada rollerinin sorgulanmaya başlandığı ve gelecekte nasıl bir eğitim, nasıl insan yetiştirilecek muammasıyla karşı karşıyaolduğunu söyleyebiliriz.