NEWROZDA BİR TÜRK BAYRAĞI OLSAYDI?

Hububat ticaret merkezi çalışmalarımızın yoğunluğu nedeniyle üç aydan fazla bir zaman geçti köşe yazısı yazmayalı Zahireciler derneğinin iş sorumluluğu ve yoğunluk nedeniyle bu aralar yazma fırsatı bulamıyordum. Yazarlık konusunda teorik bilgiye sahip değilim benimkisi tamamen görsel, sezgisel, fikir ve duygusal yönden düşüncelerimi has bel kader dile getirmeye çalışmak. Yani yazarlık konusunda iddialıyım desem usta yazarlarımıza saygısızlık etmiş olurum. Bu günlerde yazı yazma ilhamında değildim. Fakat Diyarbakır’daki coşkulu nevruz kutlamasını Televizyon’da seyredince bir şeyler karalamak istedim.
Otuz yıla aşkındır yaşanan şiddet ve çatışma ortamının son bulması, barışın sağlanması için bu güne kadar hiç olmadığı kadar güçlü irade ve kararlı adımlar atılmıştır. Toplumda sevinç ve bahar havası öylesine esiyor ki vicdanlı, duyarlı ve insan sevgisi kalbinde zerre kadar olan herkes bu sürece iyi dilek ve dualarla katkı ve temennilerde bulunuyor.
Akan kardeşkanının açtığı kanallardan siyasi ve maddi olarak beslenen, Rant sağlayan güçler bu süreçten ciddi olarak rahatsızlık duymaktadırlar. Çünkü barış sağlanırsa bunların yaşam alanları kapanıyor, bir daha böyle bir ortamı bulamayacaklarını biliyorlar, başka bir meslekleri, vasıfları, nitelikleri yoktur bu zalimlerin kan deryasındaki gemileri batmak üzeredir İnşallah.
Gelişen bu barış sürecinin en büyük kahramanı şüphesiz Başbakan Sayın Erdoğan’dır. Aldığı risk ortadadır geçen akşam Ak parti genel merkezi ve Adalet Bakanlığına saldırılar düzenlendi. Başbakan ve Ak parti hakkında MHP ve CHP Çok ağır sözlerle saldırıyor, ithamlarda bulunuyor. Ülkeye ihanet etmekle, bölmekle suçluyorlar.
Bu süreç başarıyla sonuçlanırsa sahte Türk ve Kürt milliyetçilerin maskeleri düşecek, birileri boş, yalan söylemlerine, sloganlarına artık müşteri bulamayacak.
Abdullah Öcalan’ın Nevruz da yayınlanan mesajında “Silahlar sussun PKK Sınır dışına çıksın “ açıklamasının hemen akabinde bazı yayın organlarında Murat karayılan Öcalan’ın çağrısını yaşama geçireceklerini söylemesi Abdullah Öcalan’ın tek muhatap olduğu bir kez daha teyit edilmiştir. Başbakanın Mit veya diğer yetkililer aracılığıyla Abdullah Öcalan’ı muhatap kabul etmesiyle ilk başlarda siyasi bir risk olarak görünse de Ülkenin ve barışın geleceği adına ne kadar doğru ve isabetli bir karar olduğu şimdi daha net ortaya çıkmıştır.
Bir yazımın başlığında Barış cesur ve iradeli insanların işidir demiştim. Cesareti Başbakan iradeyi Öcalan gösterdi Ülkemiz için hayırlı olsun.
Bundan sonra herkesin atacağı adımlar olumlu olmalı saygılı sözler söylemlerle yaklaşılmalı ki helâlık ortamı oluşsun.
Birkaç yıl öncesine kadar sarı, kırmızı yeşil renkleri bir arada bulunduranlar bölücülükle suçlanır yargılanırdı, bu gün Diyarbakır’daki O Muhteşem Nevruz kutlama alanı Renklerle doluydu. Bir Türk Bayrağı olsaydı barış ve kardeşlik adına anlamlı bir mesaj olurdu.