14 yıldır mesleki, sosyal ve toplumsal alanlarda sivil toplum örgütü başkanı olarak aktif yöneticilik yapıyorum.
Toplumsal sorumluluk bilinciyle alanımla ilgili birçok kez basın açıklamaları yapmakta ve zaman zaman da köşe yazıları yazmaktayım.
Memleketi, toplumu önemli derecede ilgilendiren bir konu olmadığı sürece sivil toplumun temel ilkelerinden biri olan siyaset bölgesine karşı eşit mesafe yaklaşımını hep korumaya çalıştığım biliniyor. Fakat bu yazımda iktidardan, muhalefete, yeni kurulmuş ve kurulacak tüm siyasi parti ve oluşumlara sesleniyorum; Gelinen nokta itibariyle halkın büyük kesimi siyasete karşı güveni ve inancı çok zayıflamış. Bunun en önemli nedenlerinden biri de siyasetin kazanç elde etme (Ticaret) kapısı haline getirilmiş olmasıdır. Oysa demokratik sistemlerde halkın iradesiyle seçilen siyasetçiler ve siyasi irade tarafından atanan idareci ve bürokratların Temel görevleri Ülkeye, halka hizmet etmektir.
İşin ehli olmayan, liyakatsiz, donanımsız, kişilere görevi, emaneti teslim etmek memlekete yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir!
Geçmişten günümüze kadar gerek merkezi hükümette gerek mahalli idarelerde yani belediyelerde işbaşına gelmiş az veya çok hemen hemen tüm siyasiler çoğunluk itibariyle siyasi konumunu kendi ve yakın çevresi için çıkar amaçlı kullanmıştır. Hal böyleyken haklı olarak insanların siyaset kurumuna ve siyasetçilere karşı gittikçe güveni azalıyor.
Hizmet ve görev ehli olmayan bürokrat ve idarecilerin işbaşına getirilmeleri ve atanmalarına öncülük eden siyasetçiler, hangi partiden olursa olsun geçmişten bu güne kadar hepsi büyük vebal altındadır.
Siyaset kurumu hizmet alanıdır. Ticaret alanı değildir.
Ne yazık ki ülkemizde Para kazanmanın en kolay yolu olarak, siyaset görüldüğünden, işin ehli olanlardan çok işin ehli olmayan, toplumda karşılığı, güveni, itibarı zayıf veya hiç olmayan, donanımsız kişiler siyasete daha çok talip oluyor ve ne yazık ki birçok siyasi partinin merkezleri tarafından atanarak halka dayatılıyor.
Ülkemizin yüzde doksan dokuzu Müslümandır. Nisa Suresi 58 ayet-i kerim-e, Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. (Yani emaneti ehline teslim etmek Allah’ın bir emridir)
Hakkın razı olmadığı, halkın huzursuz olduğu bu durumu düzeltmek tüm siyasi partiler için insani, vicdani, ahlaki ve demokratik bir görevidir. Çünkü bu negatif durum hemen hemen birçok siyasi partinin içerisinde var olduğu, ister iktidar, ister muhalefet dürüst siyasetçiler bu konuda tavrını ortaya koymalı ve siyasetin hizmet kurumu olduğu birileri için ticari şirket olmadığını hatırlatmalı ve bunun önü artık kesilmelidir.