YEREL MEDYANIN AHLAK UZMANLIĞI

Bizim Mardin’de sık aralıklarla memleketin ahalisine cihat çağrısı yapan, ahlak dersleri veren bir medyamız var.
Ve bazen fırsat buldukça da “ne güzel idarecilerimiz var” şeklinde idare erkânına methiye yazıları yazarlar.
Ben bu arkadaşların “arşiv” kısmında göreceğiniz üzere, yaptıkları bazı “sorunlu” haberlere birkaç yazımda değinmiştim… 
Mardin Yeşilay Derneği başkanının “kızlı erkekli oturulan, el ele tutuşulan park ve bahçeler için tedbirler alalım” saçmalığını allayıp pullayıp sorumluluklarının bilincinde olan, duyarlı bir sivil toplum örgütünün “haklı tepkisine” dönüştürmüşlerdi.  
Rezalet yuvası diye adlandırdıkları bir AVM içinde bulunan havuzda yine kızlı-erkekli bir yüzme meselesine günlerce süren “tepki haberleri” yapmışlardı.
Sonrasında rezillik dedikleri mekânın reklamını alıp haber sitelerinin en başköşesine koymuşlardı. Yani karikatür tiplemesi olan bir kaç adamın memlekete “haber akışı sunduğu” bir devirde yaşıyoruz vesselam…
Örneğin, Kürt olan Kızıltepeli bir milletvekilinin köy ziyaretlerinde, seçim çalışmalarında vatandaşlarla Kürtçe konuşmasına bir haber değeri yükleyecek kadar da Yozgatlıdırlar.
 
Konumuz: Mardin Artuklu Üniversitesine “Eşcinsellik üzerine” bir panel vermek üzere gelen bir akademisyenin sunum haberini gören bu zatı muhteremler, başlamışlar “duyarlı tepkiler” vermeye… Taarruza başlayan bu cengâverler, Selahattin Eyübi’nin torunları olarak tanımladıkları Mardinlileri de bu mübarek linç girişimine davet etmişler. İlim irfan yuvalarının fuhuş ve sapıklık yuvası haline gelmemesi için, bu panelin iptal edilmesi için uyguladıkları baskı meyvesini vermiş nihayetinde… Panel iptal edilmiş edilmesine de “iptal yetmez” bu ahlaksızlığın Mardin’den sürgün edilmesini de talep etmişler…
Velhasıl Artuklu üniversitesine kibarca “Dükkânı kapatın” demişler, çünkü bu arkadaşlar üniversiteyi bir türlü kabullenemediler.
 
İnsan bu tip manzaralara tanık olunca, bu insanların kendileri gibi düşünmeyen insanları “hedef” göstermesine sessiz kalamıyor. Bu medya gıdasını ve ilhamını, bu ülkenin bu kadar acı çekmesinin baş aktörü olan Türkiye medyasından alan bir zihniyet üzerine kurmuş.
Bu adamların rol modellerinin kimler olduğu aşikârdır. İleride kendileri gibi olmayı hayal ettikleri birkaç tetikçi gazeteciyi okumanın dışında başka bir “okuma kültürü” edinmemişler.
İşin ilginç yanı da bu arkadaşlar Mardin’le ilgili yazdıkları her methiye yazısında hep bir “hoşgörü” makamından dem vururlar. Gerçi “hoşgörünün” kendisi sorunlu bir ifadedir.
Kim kimi ne hakla “hoş görüyor”? Yani gördüğü şey kendisine göre “hoş” olmadığı halde, o bir büyüklük yapıp, diğerini “hoş” görmeye zorluyor gözünü…
 
Bu arkadaşların kafalarını karıştırmamak için 0-6 yaş düzeyinde bir yazı diliyle şunu belirtmek istiyorum.
Söz konusu panel bir üniversite ortamında yapılmakta…
Ve her şeyin belli bir bilimsel disiplin çerçevesinde sorgulandığı, ele alındığı, tartışıldığı, yorumlandığı yerlerden biridir üniversite çatısı…
Paneli vermeye gelen insan bir akademisyen, ele aldığı konu eşcinsellik.
Size gökte belirlenen gizemli cisimlerden, ufolardan, Mardin’e park ettikleri ufolarından inip leblebi almaya gelen ilginç görünümlü canlılardan bahsetmeye değil, insanın bir gerçekliğinden bahsetmeye gelindi… Bu size göre “ters” birileri için “düz” ilişkidir.
Kimse sizi Gey-Lezbiyen içerikli bir pornografi filminin galasına davet etmedi.
Gelin özgürce fantezilerimizi anlatalım, tarzımız hoşunuza giderse kulübümüze üye olabilirsiniz şeklinde bir durum da yaşanmadı.
 
Yani verilmemiş olan bir panele, henüz söylenmemiş olan bir söze, ifade edilmemiş bir düşünceye, tanımadığınız bir insana karşı nasıl bu kadar rahatça saldırabiliyorsunuz ey hoş görü kahramanları… Panel verildikten sonra, arkanıza Selahattin Eyübi’nin torunları olan “tepkili esnaf arkadaşları” takmadan, verilen panelin size göre yanlış, eksik, sapkın taraflarını ele alacak eleştirisel bir yazı yazmak bu işin “normal” olan tarafı değil midir?
 
Eşcinselliğin genetik, biyolojik, psikolojik, toplumsal, ailesel faktörlerinin ele alınacağı, dünyadaki eşcinselliğin ile Türkiye’deki eşcinselliğin hangi boyutlarda olduğunun konuşulacağı, bu durumun bir hastalık veya sapkınlık mı olduğu yoksa cinsel bir kimliği mi teşkil ettiğini değerlendirecek bir panele gidip gitmeme meselesi sizin tercihinize kalmış bir şeydir.  Ancak o panele izin vermemek, o panelin yapılacağı yeri tehdit etmek başka bir şeydir. Bunun muhafazakârlıkla açıklanacak bir yanı yoktur.
Kendinizi mi muhafaza ediyorsunuz, bizim adımıza tüm Mardin’i mi muhafaza ediyorsunuz bunu bilmemiz gerekir.
 
Şayet “üzerine titrediğiniz, koruğunuz o anlı şanlı ahlakınız” verilecek bir panelle bozulacak kadar temelsiz, dayanaksız ve çürümeye dünden razı bir ahlak değilse panik yapmayın, arkanıza yaslanın…
 
Neyse konumuz homofobiydi…
 
Beni de kendinize benzettiniz, ahlak dersleri vermeye başladım iyi mi?
 

YORUM EKLE