Metin Aydın: ÜRYANİST BİR ADAMIN HİKÂYESİDİR

Yazar-Şair Metin Aydın ile yeni çıkan “ Üryan ” kitabı hakkında konuştuk. Şiir kitabı kendini okura bütün çıplaklığıyla göstermektedir. Metin Aydın, deneme ve şiire her zaman “eyvallah” diyen bir kalem. İlk deneme kitabından ( Biblo Hayat – 2010) altı yıl sonra bir şiir kitabıyla (Üryan – 2016) çıktı huzura. Metin Aydın; şiir kitabı için, " Üryan olma hali… Berrak olmak… Karanlık olmamak… Dosdoğru olmak… Kasılmamak… Bu anlamda üryanlık! " diyerek, Lethe Yayınları ndan çıkan şiir kitabını (Üryan) okuyucuları ile buluşturdu. Yolu açık olsun!

Hazırlayan: Büşra Akar

-Metin Aydın kimdir?

1971 Mardin/Kızıltepe doğumluyum. Öğretmenim. Yazı ve edebiyat üzerine kavlimce uğraşıyorum.. “Biblo Hayat” isimli bir deneme kitabım yayınlandı. Altı yıl sonrasında ise şiir kitabım, biraz geç de olsa, “Üryan” geldi. Uzun yıllar, kültür edebiyat ağırlıklı yayınlanan yeniperspektif isimli (önce matbu sonra da internet üzerinden yayın yapan) bir sitede kurucu editörlük yaptım. Burada –iyi kötü- yazıp çizen insanlarla birlikte kalem oynatmanın/üretmenin tadına erdik. Halen aynı heyecanla okuyor ve yazıyorum. Hülasa; okur-yazar bir insandır diyebilirim kendim için.

-Üryan’ın içeriğinden bahseder misiniz? Kitabınıza neden “Üryan” ismi verdiniz?

Hayatla kurduğum ilişkinin bir nevi yansımasıdır “Üryan”. Yani, bu hayatta ne düşünüyor, ne hissediyorsam, nasıl bir dünya arzuluyorsam çıkıp bunu dizeler yoluyla, şiir vasıtasıyla aktarmaya gayret ettim. Dikkat edilirse hemen fark edilecektir zaten; kitapta şiiri olmayan bu sözcük (Üryan) baskın geldiği için seçildi. Şiirlerimin “ruhu” o kelimedeydi sanki. Dosyadaki şiirler arasında en çok ismi zikredilen, lakin bir şiiri dahi olsun olmayan “üryan” sözcüğü aradan sıyrılıp kitabın ismi oldu. Üryan’dan anladığım; yaşamın bütün çıplaklığıyla, hiçbir kasılmaya, maskeye, riyaya, karnından konuşmaya gerek duymaksızın hemen her şeyin anadan doğma (üryan) kendini gösterme ve bu ifade şeklinin son tahlilde yaşam bulacağı bir dünyayı düşlemekti. Bu güzel düşün, üryan bir yaşamın, ardına veren bir üryanist adamın hikâyesidir “Üryan” kitabı. Şeffaf olma hali… Her şeyin olması gerektiği gibi olması… Bireyin ıkınmadan konuşup yazması; hiçbir maskeye gereksinim duymaksızın kendini faş etmesi… Ontolojik anlamda, “bireyin” kendini sarsıla sarsıla kusması/olması handiyse… Üryan olma hali… Berrak olmak… Karanlık olmamak… Dosdoğru olmak… Kasılmamak… Bu anlamda bir üryanlık! Evet; böyle böyle vücuda geldi Üryan!

-Şiir kitabınızı "masalına mezar olmuş bütün çocuklara.." ithaf etmişsiniz.. Biraz açmanız mümkün mü?

İçinde yaşadığımız bu cinnet topraklar (maalesef “cennet” değil!) çok sıkıntılı bir coğrafya. Buraların bağrından çıkmış, kendini tam anlamıyla gerçekleştirememiş ve hayatı çok netameli yaşamak zorunda kalan, aslında bırakılan insanların, bizlerin, hayatla girdikleri acımasız kavgada; canıyla, malıyla, belki de hiç içinde olmak istemediği o büyük kavgaların “kahramanları” kılınarak gelecekleri her halükarda nihayetlenecek canların (“çocuklar” demek daha iyi (sağaltıcı) geliyor bana.) mutluluğu gıdım tatmadan/yaşamadan bitirmek zorunda kalanlara; masalına mezar olmuş bütün çocuklara, adadım “Üryan”ı. Bu kesintisiz (bitmek bilmez) acılı toprakların çocuklarına -maalesef- reva gördüğü hayata erkenden vedasının aslında bir kader olmadığına naif bir gönderme/hatırlatma gayesiydi. Beyhude bir gaye! Kendi çocuklarının mutlu, özgür yaşamasına fırsat bulamayanların hazin hikayesidir bizimkisi... Evet; o canım çocuklar halen ölüyorlar… Öldürüyorlar birbirlerini… Bu yüzden ithaf ettim şiir kitabımı; gencecik yaşlarında aramızdan ayrılan bütün o civanmert yiğitlerimize.

-Şiir kitabınızın yayınlama sürecini anlatır mısınız?

Şuan ki kitabın (Üryan) üçte birine tekabül eden şiirlerim “Kırmızı” adıyla fanzin olarak yayınlandı. Diyarbakır sokaklarında binlerce adet dağıttığım bu şiirlerim yıllar yılı peşimden geldiler. Ve şiirler yeniden düzenlenirken, yeni şiirlerim de birikiyordu. Kitap çıkarmak aklımdan geçmiyordu. Şair dostumun Salih Aydemir'in (deneme kitabım “Biblo Hayat”ı çıkarırken olduğu gibi..), bu ilk şiir kitabımdaki tartışmasız katkısı ve iteklemesi sonucu, yıllara yayılan şiirlerim, çok ciddi bir editoryal bir imbikten geçti. Bu süreçte Lehte Yayınları editörü şair Müslüm Çizmeci ile gerçekleşen sıkı bir mesai sonucu “Üryan” ortaya çıktı.

-Üryan kitabının dağıtım/satış sürecinde istediğiniz hedefe ulaştı mı?

Dağıtım, satış, tanıtım, okurla buluşma fasılları oldukça sıkıntılı hususlar… Şiir Kitabım şuan internet üzerinden ve yayınevimin dağıtımcılarla kurduğu anlaşma üzerinde dönüyor. Evet; kitap internet üzerinden satışta... Belli bazı kitapevlerine de kitap ulaştı... Yani; okuruna (alıcısına) ulaşabilecek şekilde kitap dağıtılmakta.. ama bunun ekonomik anlamda ciddi bir karşılığının olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü şiirin, maalesef çoğu kitapların, bu ülkede fazla bir alıcısı olmaz. Bu döngüyü tersine çevirmek namına; ya bindirilmiş kıtaları olan ajite tribünlere oynayacaksınız, ya da kendinizi kandıracak boş karna martaval raddesindeki söylemlere bel bağlayıp avunacaksın. Zaten sizi/sanatınızı da kimse anlamıyordur! Realite buyken; bu ters giden durumun alt edilmesi için ciddi bir 'satış' trendi yakalamak gerekiyor. Daha doğrusu eserinizi “satmanız” gerekiyor! Şahsen internetin nimetlerinden faydalanıyorum. İnternet, sosyal medya, “editör” kimliğimle vakti zamanında tanış olduğum güzel insanların kitabımla alakalı yazıp, çizdiği tanıtım yazıları üzerinden şiir kitabımın okuruna ulaşılacağı kanaatindeyim. (Bu röportajımızda aynı çerçevede gerçekleşiyor zaten.) Bu durum daha sıcak ve samimi olduğu için ortada içerlemenizi gerektirecek bir husus yok. Kafa-kol ilişkileri, edebiyat cangılında, çok bariz (sakil) yapılmakta baktığım yerden. Yaptığınız işin niteliği çok fazla ön plana çıkarılmıyor. Sadece edebiyat dışı kurduğunuz ilişkilerdir aslolan; kimse sizin emeğinize hak ettiği değeri verme ehli değildir. Böyle bir sıkıntılı vaziyet var.

-Şiir kitabınızı okuyanlardan nasıl tepkiler aldınız?

Şiir kitabıma özellikle edebiyatla ilgili dostlardan olumlu tepkiler aldım. Kitabıma sıcak bir alaka gördüm diyebilirim. Birebir görüştüğüm, bu işin mürekkebini yalamış yutmuş erbaplardan edindiğim mesaj: ‘Üryan’ın hedef kitlesine selam çaktığını ve mecrasını kendi kavlince bulacağı yönünde. Ama okura ulaşmada ciddi bir sıkıntı var. Kitap mecrasını buluncaya kadar, reklâm yaptırmanın el yaktığı bu dönemde; “Kitabı nerden bulabiliriz? Kitap çıktı mı?” gibi sorulara maruz kalıyor olmak da bir mukadderat olmamalı diye düşünüyorum.

-Niçin şiir yazma gereksinimi duydunuz?

Derdinizi (artık her neyse o) anlatmak ihtiyacıdır size bir şeyler yazdıran... Bu bağlamda, kanımca en zor olanı da şiirdir. Çünkü; az sözle çok şey söyleme gibi netameli bir gayrete giriyorsunuz. İyi çatılmış tek bir dize bile kiremit büyüklüğünde bir romana tekabül edecek düzeydedir. Şiir zordur; sanıldığı gibi kolay değil. Naçizane; şiir yazma nedenim, o damıtılmış zor meşgalenin (şiir) girdabında kaybolma arzusudur.

-Son olarak “Üryan” kitabınız ve okuyucuları için neler söylemek istersiniz?

Kitabın “derdini” okuyucusuna ulaştırması tek temennimdir. “Kitabımı illa da okuyun; çok seveceksiniz!” gibi sade suya tirid şeyler söylemek aklımın kıyısından geçmez. Şu da çok nettir ki; okurla kitaplar arasındaki duygusal ve düşünsel hukuk sebebiyle, bütün insanların yakınlaşması gerektiğini gönülden arzularım. O yüzden kitabımın tanıtım ayağına (sosyal medya üzerinden) ciddi kafa yoruyorum. O blokajı, o bentleri, sofistike ve sahih hamlelerle yıkmak gayesindeyim. Okurun, istediği şeye, kitaba, yazarına ulaşması için çabalaması da gerekiyor… Böylesi bir çabanın karşılıklı olması lazım. Bir çabada herkes kavlince uğraşacak. Uğraşmalıyız! Nasıl olsa; galiptir bu yolda mağlup!

Kaynak: http://www.tigrishaber.com/yazarsair-metin-aydin-ile-roportaj-29254h.htm

“Üryan”, Metin Aydın, Lethe Yayınları, 80 s.

http://www.kitapyurdu.com/kitap/uryan/392093.html http://www.odakitap.com/uryan-metin-aydin/3990000049782
adreslerinde.. Tüm internet satış ve kitabevi dağıtım noktaları ve
Lethe Kitap sayfasında..