Sevgili okurlar bu yazımda sizlere üç tane tanıtım yaparak ‘Merhaba’ demek istiyorum. Uzun bir süredir yazmamanın ve sizlerle yakın olmamanın bilincinde olduğum gibi bunun üzüntüsünü de yaşadığımı belirtmek istiyorum.
Belirttiğim üzere bu yazımın konusu benim açımdan her biri birer değer olan üç eseri tanıtmak istiyorum. Bunlardan ilki;
ZİBEQ YAYINEVİ
Yayınevinin sahibi değerli dostum Sayın Mesut Örnek’tir. Mesut Bey kurduğu yayıneviyle, bu alanda bir boşluğu doldurduğu gibi kısa zamanda gelişme adına önemli adımlar da attı. Ard arda birbirinden daha değerli yazarların güzel eserlerini yayınlayarak adından söz ettirdi. Bu sene Diyarbakır’da düzenlenen TÜYAP’a da kendi adı ve kimliğiyle katılarak, tabiri caizse, ciddiyetini ortaya koydu.
Yaqop Tilermeni’nin Kermêşa Gerok ve Kulîlkên Apê Mûsa, Nezir Akad’ın Paradîgmaya Pêla Sêyem, Lokman Kurtay’ın Bellek ve Ölüm, Xemgîn’in Yekîtî, Murat Boğurcu’nun Sona adlı eserlerini yayınlayarak bunu, takdire değer gelişme olarak nitelemek mümkün. Ayrıca Ana Okulu öğrencilerine yönelik bir dizi klasikleri ilk defa Kürtçe çıkarma başarısı yine Zîbek Yayıevi’ne dolayısıyla Mesut Örnek ve bunda katkısı olanlara aittir. Ayrıca ‘VAN Okuyabiliyor mu? Bugün Çırpınıyorsa bir yürek, Van İçin bir ışık, Van’a gönderilecek bir kitabınız var mı?’ şeklinde bir çağrı ile kitap toplayarak deprem bölgesi olan Van’a gidip bizzat kendi elleriyle çocuklara teslim etmesi ne kadar manidar. Zîbeq’in ajandasında daha ne hazineler olduğu okurlara hoş bir sürpriz olacağını tahmin ediyorum. Bu fedakarca çalışmalarından dolayı dostumuz ve arkadaşımız Sayın Örnek’e başarılar diliyor ve kendilerini kutluyoruz.
İkincisi tanıtım;
BELLEK ve ÖLÜM
Bu adla bir şiir kitabı yayınladı Zîbeq yayınevi. Bu kitap hakkında birkaç söz sarfetmek istiyorum. Öncelikle yazdığı bu güzel şiirlerden dolayı eser sahibi arkadaşımız Lokman Kurtay’ı içtenlikle kutlamak istiyorum. Diyebilirim ki bana şiire ilgiyi hatırlatan bir adım attın, sevgili şairimiz. Zaten ‘kültür ve edebiyat diyarı’ olarak nitelediğim Qoser’imizden duygu dolu böyle şairler çıkması, ki Kurtay ve Boğurcu’nun kitapları bunun son halkalarından biridir, doğal değil mi? Bakın Bellek ve Ölüm adlı şiirinde neler diyor şairimiz sevgili okurlar:
(…)
“Felçli hafızan ölümü anar vaktinden önce
Sonrası öteberi
Sonrası bungunluk
Sonradan görmedir beride kalan bedenin.
Dua eden gönlün Kâbe,
Dua eden dilin ölümüne huzursuzluk verince”
Ya Murat Boğurcu’nun SONA’sı
Murat arkadaşımız Sona adlı dosyasıyla edebiyat alanına dahası şiir dünyasına ‘merhaba’ dedi. Her biri birbirinden daha güzel olan şiirlerinden bazıları şunlardır:
Kar Şİİrleri, Sona, Senleşim, Günün Yırtılan Yeri, Akşam Denizi, Kusursuz Aşk, Hiçbir Yerimin Her Yeri, Firar, Şemzinan …
Bakın Kusur Aşk’ı nasıl şiirize etmiş Boğurcu:
“Bu gece, bütün gecelerden bir gece…
Sevebileceğim en son yere varmaktayken,
Sonu olmayan bir okyanusta uyandım.
Dünyanın bütün ayaklarıyla yürüsem
Varamam yüzünün ötesine.
Ruhuna takılıp sen-delleniyorum.
Anlıyorum ki sevgilim, aşkın son durağı yok.
Doyumsuz bir yürektir içindeki.”
Şiirleriniz coğrafyamıza olan sevdamızı anlatır diyerek, şairlerimizin bütün şiirlerini tadabilmek için mutlaka eserlerine bir göz atmak gerekir, diyorum. Ben tattım, tatları hala damağımda…
Sizlere iyi bir şiir tadı dileğiyle…
Not: 7D sinemasına giderken serinlenmek için hemen girişte bulunan Cengiz Usta’nın BUZLAÇ’ını mutlaka tadın demek içimden geliyor.