Uzun yllar bilhassa yaz aylarında oluşan kirlilikle Dunaysır(Kızıltepe)halkını inanılmaz derecede rahatsız eden Zergan deresinin ıslah çalışmaları başlamak üzere, Bölgemizin en kalabalık nüfusuna sahip Mezopotamya ovasının bu nadide yerleşkesindeki insanlar çok acılar çekti.Bu derede,zaman zaman boğulan,saçılan kirlilikten hastalanan çokça çocuk yaşamlarını yitirdi.Yoğun uğraş ve çabalardan sonra nitekim Zergan deresinin ıslahı gerçekleşiyor.Nüfusu Bağlı bulunduğu Mardin’den iki kat büyüklüğündeki Dunaysır(Kızıltepe)tepkilerin çoğalması ve uzun uğraşlar sonucunda, hükümetin yetkililerine iletildikten sonra nihayet çözüldü.Sürece katkı sunan tüm aydın yetkili ve etkili insanlara şükranlarımızı arz ederiz.Bu arada açıkça belirtmek gerekir ki Dunaysır(Kızıltepe)’nin kangren olmuş sorunları sadece Zerganın ıslahı ile bitmiyor. Kadim coğrafyamızı tüm alanları ile değerlendirdiğimizde,geniş bir perspektifle sorumluluk almaya başlamalıyız.Hani hep Mardin’in tarihi abidelerine ve manzaralarına alışmış ya gözümüz.Hani tüm görkemliliği ile,tarihe meydan okuyan kasırları,hanları ile tanıyoruz ya Kadim Mardinimizi..Evet evet dinlerin,dillerin,kültürlerin,reyhan kokulu taşların,Sarkis Lole ve gelmiş geçmiş abide eserlerin Süryani, Müslüman ve Ermeni ustaların ustalığı ile şekillendirilmiş,dünya tarih mirası Mardin’den bahsediyoruz.
Yıllarca BUHÊRKÊ’den kavun,karpuz,accuru katı,r at ve eşşek sırtında Mardine satmaya getirirken hep dik yamaçlı akabe dediğimiz rampadan nefes nefese taşlarla örtülü sokaklarından çıkıyorduk Hasan Ayar ve İnekler(Sokul Bakar)çarşısına.Daha Hasan ayara varmadan müzik seslerinin nağmeleri gibi kazancı tokmaklarının sesleri hala kulağımda ninni gibi.Evet Buhêrkêden çıkıyorduk.Bazen yaya bazen at ve katır sırtında.Pek dikkatimizi çekmezdi lağım deresi.Evet evet Buherkê’nin makuz kaderi ve içme suyuna kadar karışmış, şehirden açıkta akan kirli suyu.Yani kışın pek farkında olmadığımız ama kara iklimimizin yaz ve güz aylarında inanılmaz kötü kokuları ile iç içe yaşadığımız Buhêrkê de geçen zamanlarımız.Taş duvarların önünde oturur sohbet ederlerdi büyüklerimiz.Sigara tabaklarından tütünü sarar derin derin çekerlerdi saatler boyu sohbetlerinde.Çoğu kez sohbet aralarında derenin kokusundan ,sahipsizliklerinden,ıslahından dem vurulardı bê çare.
Evet dünya değişmeye,teknoloji gelişmeye devam ediyor.Buhêrkê lağım deresi de pis atık suları ile açıktan akmaya devam ediyor.Mikrop yuvası olarak hem sulara karışıyor,hemde hastalıkların baş aktörü olmaya devam ediyor.Teknoloji nimetlerinin coğrafyaların her yerine götürüldüğü,kimyasalların dünyayı sarmaladığı ,gezegenlere yolculuğun neredeyse başlayacağı bu çağda büyük şehir belediyesi olmuş bir antik kentin bir kilometre aşağısında lağım suları Buhêrkê’nin tam ortasında açıkta ve inanılmaz pisliği ile hastalıkların yuvası olmaya devam ediyor.Her gün facelerde yüzlerce Tarihi Antik Kentin fotoğrafları yayınlanırken,UNESCO yetkilileri Antik Mardin kentine davet edilirken,ne hazindir ki yetkili insanlar Buhêrkê deresini göremiyorlar.Tabiki bir bûhêrkêli olarak suçluyum ve itiraf ediyorum bugüne kadar üstüme düşeni yapmadım.Ama böylesi antik tarih abidelerini barındıran bir kentin sadece bir kilometre dibindeki Buhêrkê köyüne hizmeti getiremeyemlerinlerin hiç mi suçu yok.Bu kente gelenler Mardinimizin panoramasına baktıklarında BUHÊRKÊ deresi gözlerinden mi kaçacak.Bu duyurumuz her yetkiliye,her sorumluyadır.Bu lağım deresinin ıslahı hepimizin ortak sorumluluğudur.Vesselam.Duyurularımız ve yazılarımız bu dere ıslah edilinceye kadar devam edecek.Yetkililere ve tüm Mardinli hemşerilerimize duyrulur.Şimdi kamuoyu oluşturmanın tam zamanı.Sayın Pr.Mehmet Altan’ın tv programındaki açıklamalarını takip etmenizi,Sayın Metin aydının sürece katttığı tepkilerini.lütfen yerel basından okuyunuz.Bu çağrımız her kese ve her kurumadır.Çevreci dostlara,Doğa severlere,Mardinin tarihi ve otantik değerlerine sahip çıkanlara,insani değerleri sürece katanlara ,sanatçılara,gazetecilere,insan hakları savunucularına Mardinli etkili ve yetkililere ,tabiplere ve tabipler odası ile sivil toplum kuruluşlarına duyurulur..Baki Barık