BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak konuşmasına, "Dört parça Kürdistan'dan gelen misafirlerimiz var. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın özgürlüğü için açlık grevi yapan siyasi tutsakları selamlıyorum" diyerek başladı.
"Kürt halkının barış konusunda güçlü bir irade ortaya koyduğu dönemde Kürtlerle barışamayanlar, tüm ülkenin geleceğini kararttırlar" diyen kışanak, çözümün kapısına gelip dayanıldığını söyledi. "Biz kapıyı açıp özgürlükle buluşmak istiyoruz" dedi.
Ancak savaş politikasında ısrar edildiğini savunan Kışanak, binlerce Kürdün tutuklanıp cezaevlerine konulduğunu, Kürtler'in diline kilit vurulmak istendiğini ileri sürdü.
"PKK LİDERİ ÖCALAN'DIR"
Öcalan'ın 13 yıldır, tek başına tecrit altında rehine muamelesi gördüğünü ifade eden Kışanak, "Buradan bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Hepimizi özgür bir geleceğe, ortak yaşama götürecek önemli bir olanak var. Bu da sayın Öcalan realitesidir. Kürt sorununun en büyük reailetisidir. Kürt halkı ve PKK için önderdir. Türkiye için de bir şanstır."
Kışanak'ın bu sözleri üzerine “Biji Serok Apo” 'Yaşasın Başkan Apo' sloganları yükseldi.
Devlet içinde bu realiteyi gören tartışmalar olduğuna değinen Kışanak, "Bu tartışmaların bir sonuca bir çözüme yol açabilmesi için açık ve net konuştuk. Öcalan'ı bir araç, enstrüman olarak görüp kendi emellerine ulaşmak istiyorlar. Oysa Sayın Öcalan'ın rolü çevrelerin gördüğü ve anladığından çok daha büyüktür. Kürt halkı önder olarak görüyor. PKK da lider olarak görüyor, her defasında Öcalan'ın izleyeceği yolu takip edeceklerini ifade ediyorlar. Kamuoyunda tartışılmayan bir başka boyutu var. Öcalan'ın projeleri, görüş önerileri demokratik Cumhuriyeti inşa edebilecek görüşlerdir. Sayın Öcalan birlikte yaşama iradesinin temsilcisidir" dedi.
DEMİRTAŞ: ÖLEN ASKERE DE GERİLLAYA DA AĞLAYACAKSINIZ
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ''Ölen askere de gerillaya da ağlayacaksınız. Bugün herkes için ağlayacaksınız, birlikte ağlayacağız, yarın güleceksek birlikte güleceğiz. Bugün birlikte ağlamayanlar, yarın gülemezler'' dedi.
Demirtaş, BDP 2. Olağanüstü Kongresi'nde, çok zorlu bir coğrafyada yaşadıklarını, sadece bu coğrafyada doğmuş olmakla hayata borçlu başladıklarını söyledi.
Kürt sorununun çözümünün şifrelerinin tarihte gizli olduğunu belirten Demirtaş, Seyid Rıza'nın, Şeyh Said'in, Bediüzzaman Said Nursi'nin, Ahmed-i Hani'nin, Mustafa Barzani'nin unutulmaması gerektiğini belirtti.
Demirtaş, ''Onları her daim hatırlayarak çözüm arayacağız. Bizim bütün bu değerlerimizi kavrayamayanlar Kürt sorununu çözemez'' dedi.
Suriye'de yaşananlara da değinen Demirtaş, çetecilikle özgürlük mücadelesini karıştıran, Suriye'deki bütün halkların özgürlüğünü sahiplenmeyen grupların desteklenmemesi gerektiğini ifade etti.
Suriye'de kansız ve savaşsız bir ülke isteyen halka destek vermek gerekirken onu ezmeye çalışmanın Suriye'deki istikrarsızlığı derinleştireceğini söyleyen Demirtaş, Suriye'deki her halkın kendi iradesini ortaya koymak durumunda olduğunu kaydetti.
Suriye'de gerçekleşecek çözüm modelinin her yere örnek olacağını dile getiren Demirtaş, ''Parlamentoda Suriye ile ilgili savaş tezkeresi çıkarılacağına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kürt Yüksek Konseyi'ni Türkiye'ye davet etmeli ve onlarla siyasi ilişki geliştirilmelidir'' dedi.
Kürt sorununa üç ana başlık
Kürt sorununun Türkiye'nin en önemli ve can yakan sorun olduğuna dikkati çeken Demirtaş, bunun da kendi içinde eşitlik, adalet ve barış olarak sınıflandığını söyledi.
Demirtaş, çözüm sürecine BDP'nin katkı sağlayabileceğini, ancak sorunun tümden çözümü için Abdullah Öcalan ve KCK'nın da muhatap alınması gerektiğini savundu.
''Öcalan, çözüm sürecinin en önemli aktörüdür'' diyen Demirtaş, müzakerelerin eşitlik, adalet ve barış başlıkları altında yürütülmesi halinde, Kürt sorununun çözüm yoluna gireceğine inandıklarını dile getirdi.
Karşılıklı çatışmanın devreden çıkarılması gerektiğini söyleyen Demirtaş, ''Bu kadar her birimizin canından can alan, servetimizi, bütün zenginliklerimizi elimizden alan bu savaşı durduramazsak siyasetçiler olarak, tarihe bundan sorumlu yazılırız'' dedi.
Demirtaş, hamaset ve karşılıklı hakaret ile bu konuda mesafe kat edilemeyeceğini belirterek, siyasilerin gerekirse koltuklarını kaybedebilmesi gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, özerklik istediklerini bu konuda farklı modeller uygulanabileceğini belirterek, bölgesel parlamentoların başta ana dil olmak üzere eğitim, tarım, hayvancılık ve balıkçılık gibi kararları verebileceğini anlattı.
Kürt sorununu çözeceğini söyleyen hiçbir siyasetçiden çözüm önerisi duymadıklarını öne süren Demirtaş, önerilerinin açık olduğunu, bu öneriyi eksik veya fazla bulanların da kendi önerilerini ortaya koymasını istedi.
''Kürt halkının karnı tok''
Demirtaş, ''(Tek dilden tek milletten vazgeçmem) derseniz Kürt halkının artık bunlara karını tok'' dedi.
Kendisini Müslüman kabul edenlerin tek dil, tek millet dayatmasında bulunamayacağını savunan Demirtaş, Kur'an-ı Kerim'in Maide suresinde yer alan ''Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı'' ayetini okudu.
Tek dil tek millet kavramının hiçbir uluslararası sözleşmede yer almadığını, Avrupa'nın hiçbir ülkesinde uygulanmadığını söyleyen Demirtaş, bu kavramın sadece faşizmde kendisine yer bulabildiğini ifade etti.
Selahattin Demirtaş, ''Ölen askere de gerillaya da ağlayacaksınız. Bugün herkes için ağlayacaksınız, birlikte ağlayacağız yarın güleceksek birlikte güleceğiz. Bugün birlikte ağlamayanlar, yarın gülemezler'' dedi.
Türkiye'de yaşayan Kürtler olarak kendilerine öğretilen Türkçeyi sevdiklerini, bundan sonra da seveceklerini söyleyen Demirtaş, ancak ana dillerinden asla vazgeçmeyeceklerini sözlerine ekledi.haber7