Aşağıdaki hikâye bizzat tarafımdan yaşanmıştır. Hikayenin kahramanı Mehmet Aksoy öğretmen özelinde bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.
***
Perşembe günü sabah okula gittiğimde yeni bir sınıf öğretmeninin gönderildiğini söylemiş ve milli eğitimden gelen evrakı bana vermişti müdür yardımcım.
Bugün gelip başlayacak sanırım diye eklemişti.
Sevinmiştim.
Çünkü Pazartesi günü okullar açılıyordu. Bütün hazırlıklarımız tamamdı. Sadece bir öğretmen eksiğimiz vardı. Ücretli öğretmen görevlendirileceği söylenmişti bize ancak bu süreç de bir iki hafta sürecekti.
İl dışı tayinleri nedeniyle bazı öğretmenlerimiz il dışına gitmiş, bu öğretmenlerimizin yerine yeterli sayıda öğretmen de gelmişti aslında ancak bir öğretmenimizin doğum nedeniyle izne ayrılması sebebiyle son anda bir sınıfımız öğretmensiz kalmıştı.
Okulumuz iki bini aşkın öğrencisi ve yüz öğretmeniyle Mardin’in en kalabalık okuluydu. Her yıl olduğu gibi bu yılda öğretmenlerimizin sınıflarının başında bulunacağı bir şekilde eğitim öğretim dönemine başlamak ve her anlamda eksiksiz bir şekilde veli ve öğrencilerimizi karşılamak istiyorduk ilk gün.
Yeni eğitim yılına güzel başlayıp aynı güzelliği bir yıl boyunca sürdürmek arzusundaydık.
Zira ilk güne öğretmensiz başlayan her sınıf hem öğrencilerin motivasyonlarının düşmesine, hem velilerin tedirgin olmasına, hem de okulda düzensizliğe neden oluyordu.
Bu olası olumsuzlukları yaşamadan okulumuza öğretmen görevlendirilmiş olması iyi olmuştu. Kendisi okula gelmeden hemen onu sınıfına yerleştirip, ders programını yapacak ve rahat bir nefes alacaktık.
Bu olumlu duygularım odama geçip öğretmenin evrakını inceleyene kadar sürdü.
Okulumuza Kızıltepe ilçesinden görevlendirilen öğretmenin ismi Mehmet Aksoy idi. Mehmet öğretmen 1987 yılında göreve başlamış, birçok yer değiştirmişti. 24 yıllık öğretmendi. Üstelik yaşı da ilerlemişti.
24 yıllık öğretmen olması ve yaşı bir anda duygularımı değiştirmişti doğrusu.
Genç, idealist, heyecanlı birini bekliyordum ben oysa.
O gün farklı konularla ilgili görüştüğüm bir okul müdürü arkadaşıma da bu öğretmen görevlendirmesinden bahsedince o da son anda bir görevlendirme yapıldığına göre muhtemelen görev yaptığı okulda sorunlar yaşamış, uyumsuzluk göstermiş sıkıntılı biri olduğu için yerini değiştirmişlerdir deyince benim moralim iyice bozuldu.
Özellikle yaşı ilerlemiş, mesleki kıdemi yüksek öğretmenlerin geldikleri okulda da okul iklimini olumsuz etkileyecekleri ve iletişim konularında sorunların yaşanmasına neden olacakları ön kabulü vardı biz okul yöneticilerinin çoğunda.
Ben de öğretmenin gelip başlamasını beklemeden ve kendisiyle henüz tanışmadan onunla ilgili olumsuz önyargılara kapılmıştım.
…
Öğleden sonra geldi okula Mehmet öğretmen. Önyargılarımda oluşan profilden farklıydı sanki. Yaşını göstermiyor, hiç de çok bilmiş ve ilgisiz görünmüyor, uyumsuz birine asla benzemiyordu.
Okutacağı sınıfı ve ders programını verdim kendisine. Okul açılmadan önce velileri arayıp bir ön tanışma yapmak ve bu yıl birlikte çalışacaklarını söylemek istediğini söyleyip mümkünse öğrenci listesi ve veli iletişim bilgilerini benden istedi.
İstediği bilgileri verdim.
Okulla ilgili yardımcı olabileceği bir şey olup olmadığını sordu. Şimdilik yok deyince Pazartesi günü sabah görüşmek üzere ayrıldı okuldan.
Öğrencilerini ilk gün sınıfın kapısında karşılarken sanki yıllardır onların öğretmeniymiş gibiydi. Kısa bir yaz tatili ayrılığından sonra yeniden kavuşmuşlar gibi öylesine içten tavır ve sözlerle hepsiyle ilgilenerek yerlerine yerleştirmişti.
Bir gül bahçesine çevirmişti sınıfını Mehmet öğretmen. Her teneffüste öğrencileri onun etrafında olurdu pervane gibi. Sadece ders esnasında sınıfta değil koridorda, bahçede her yerde onlarlaydı.
Onlar da hep onunlaydı.
Paydos zili çaldıktan sonra bütün öğrencilerini sevgi sözcükleriyle uğurlardı tek tek. Kimi öğrenciler hemen gitmez onu beklerlerdi. Okulun dış kapısına kadar onunla giderlerdi. Gitme öğretmenim der gibi bırakmak istemezlerdi onu.
Her etkinlikte onun sınıfı mutlaka olurdu. Okul içi faaliyetlere, il tarafından düzenlenen yarışma ve etkinliklere, ulusal yarışmalara öğrencilerini hazırlar ve katardı. Çocukları çok yönlü yetiştirip geliştirirdi.
Ders ortamını sadece sınıfla sınırlandırmazdı. Derslerini kimi zaman laboratuvarda, kimi zaman kütüphanede, kimi zaman çok amaçlı salonda, kimi zaman bahçede işlerdi. O ve öğrencileri okulda her yerdeydi.
Onun çocukları başarılı olduğu kadar mutlu ve hayat doluydu.
Kısa zaman içerisinde öğrencilerin minik kalplerini değil velilerin de hem gönüllerini hem güvenlerini kazanmıştı.
Okulun ilk günü görevlendirme bir öğretmenin sınıflarını okutacağını öğrenince, tedirgin olan, telaşlanan ve odama gelip başka öğretmen istiyoruz diyen veliler Mehmet öğretmene inanmış, güvenmiş ve onu öylesine kabul etmişlerdi ki çocuklarını sormak için okula dahi uğramaz olmuşlardı.
Öğretmen arkadaşlarıyla da yakın bir iletişimi vardı.
Her sabah göreve başladığım ilk günün heyecanıyla gelirim okula derdi. 24 yıl önce ilk göreve başladığı Hakkâri’de mesleğinin ilk günü sınıfın kapısından içeriye attığı ilk adımda yaşadığı duyguları o günden bugüne görev yaptığı bütün okullarda ve girdiği bütün sınıflara ilk günkü gibi yaşadığını anlatırdı öğretmen arkadaşlarına.
Gerçekten de öyleydi Mehmet öğretmen.
Her gün yenilenmiş bir enerjiyle, güler bir yüzle ve belleğinde bugüne dair yeni şeylerle gelirdi okula.
Bir gün teneffüs vakti onunla bir çay içerken görevlendirmesinin yapıldığı günlerde kendisiyle ilgili önyargılarımı anlatmıştım. Tebessüm etmiş ve bütün nezaketiyle “benimle ilgili ön yargılarınız değil şu anki yargılarınız benim için önemli” demişti.
…
Yılın sonuna gelinmiş, doğumdan dolayı izinde olan kadrolu öğretmenimizin de göreve başlama zamanı yaklaşmıştı. Bunun yanı sıra öğretmenlerin il içi yer değişikliği süreci başlamak üzereydi. Mehmet öğretmenin okulumuzda kalmasını çok istiyorduk.
Bir taraftan ben, bir taraftan öğrenci velileri onun okulumuzda kalabilmesi için çözümler arıyorduk. Kadrolu olarak kalması zordu zira öğretmen boşluğu yoktu. Milli Eğitimle yaptığımız görüşmelerde, bir sonraki yıl okulda öğretmen ihtiyaç olması durumunda yeniden kendisini görevlendirebileceklerini söylemişlerdi.
Ama ya ihtiyaç olmazsa.
O zaman da Mehmet öğretmen eski görev yerine dönmek durumunda kalacaktı. Mehmet öğretmen de çocuğunun sağlığı nedeniyle merkezde kalmak zorunda olduğunu ve kadrosunu Mardin merkeze getirmek için yer değişikliği döneminde boşluk olan bir okulu tercih etmesi gerektiğini söylüyordu haklı olarak.
Yer değişikliği süreci başlamış ama bizim okulda boş norm olmadığı için okulumuz başvurulara açılmamıştı.
Hizmet puanı oldukça yüksek olan Mehmet öğretmen il içi yer değişikliği başvuruları sonucu merkezde öğretmen ihtiyacı olan başka bir okula tayin olmuştu maalesef.
Okulların kapanmasının ardından bizden ayrılıp yeni okulunda kadrolu olarak göreve başladı Mehmet Öğretmen.
Mehmet öğretmen, okulumuzdan gitmişti ama onun öğrencileri ve velileriyle öyküsü bitmedi burada.
Onun okulda kalamadığını ve öğrencilerini okutmaya devam edemeyeceğini anlayan veliler gittiği yeni okulun müdürüyle görüşerek ona 3. sınıfın verilmesini istediler.
Neden mi?
Çünkü Mehmet öğretmenin velileri Mardin’in en çok ilgi gören ve tercih edilen okulunu bırakıp, öğrencilerini Mehmet öğretmenin okutması için onun yeni okuluna götürmeye karar vermişlerdi.
Okul değiştirmek zorunda kalan Mehmet öğretmen görevlendirme öğretmen olarak bir yıl okuttuğu öğrencilerini ve velilerini peşi sıra sürüklemişti.
Bir sınıf, öğretmenleri için okul değiştirmişti.
…
"Hayattaki en büyük şans, küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır" sözünün yaşanmış bir örneğiydi Öğretmen Mehmet Aksoy ve öğrencilerinin hikayesi.
Çok etkilendim. İyi ki böyle öğretmenler var.