HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın çağrısıyla meydana gelen Kobani bahaneli 6-7 Ekim saldırılarının üzerinden 3 yıl geçti. Saldırılarda Diyarbakır’da ihtiyaç sahibi ailelere kurban eti dağıtırken PKK/HDP'liler tarafından Yasin Börü, Riyad Güneş, Hasan Gökgöz, Hüseyin Dakak ile yaralılara yardım eden Cumali Güneş ve saldırılarda Köy-Der’de bulunan Turan Yavaş şehit edilmişti. Süreci takip eden günlerde ise Bingöl’de Cengiz Tiryaki ve Fethi Yalçın şehit edilmişlerdi. Ayrıca söz konusu günlerde ellinin üzerinde vatandaş olaylarda hayatını kaybetmiş binlercesi de yaralanmıştı.
Gezi olayları ve 17 – 25 Aralık darbe girişiminden sonra adeta yeni bir darbe girişimi olan olaylar yaşanırken devlet saldırılara kör, sağır kalmış ve devlet içerisindeki FETÖ yapılanması üyeleri olayların tırmanmasında büyük rol oynamışlardır. Olaylarda bölge ekonomisi ciddi bir kayıp yaşamış, işyerleri tahrip edilmiş hatta Müslüman toplumlarda yaşanmamış bir davranış olan yağma olayları da yaşanmıştır. PKK ve türevlerine ait medya grupları ise olayları halkın doğal tepkisi ve özgürlük mücadelesi olarak sunmuş; yalan yanlış bilgi ve propagandaları sebebiyle de halk gerçekleri yeterince öğrenememiştir Değerleri ve fıtratından uzaklaştırılmış yığınların barbarca saldırıları ve devletin umursamazlığı karşısında bölge halkı geçmişte olduğu gibi yine iki ateş arasında kalmıştır. Bu sebeple Müslüman halk kendi müdafaasını yapmak zorunda kalmış ve Allah’ın yardımıyla şer güçlerinin oyunlarını tarumar etmiştir.
Katliamın faillerinden PKK çözüm sürecinin bozulmasından sonra ağır darbeler almış, FETÖ ise özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası her kesimden nefret toplamıştır. Bu vahşeti işleyen piyonların bir kısmı ağır cezalar aldılar fakat saldırıları yapanların hepsinin ceza almadığı muhakkaktır. Dolayısıyla bu Türkiye tarihine geçecek kara bir lekedir. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için bu olayların sürekli hatırda tutulup ders alınması gerekir.
İnsanlığa fayda vermek, insanların kapısını çalıp onlara Allah’ın davasını anlatmak gayesinde olan gençlerimizin vahşice katledilmeleri şehit edilmeleri onların yolunda yürümek isteyen gençlere birer örnektir. Bizim en büyük idealimiz Allah’ın rızasını kazanıp ebedi saadete ulaşmaktır. Ebedi saadete ulaşmanın yolunun da şehadet olduğuna inanıyoruz. İşte gençlerimiz eğer ebedi saadetlerini teminat altına almak istiyorlarsa şehit Yasin ve arkadaşlarının hayatına baksınlar, şehadet nazarında onların akıbetinden kendilerine ders alsınlar.
Kanı ile destan yazan şehit Yasin ve arkadaşları şer güçlerinin hesaplarını alt üst etmiş bölgedeki sessizliği bozmuş ve olaylarla birlikte yıllardır Kürt coğrafyasında Müslüman halkın yaşadığı acıları, sıkıntıları, batıdaki Müslümanların da görmesini sağlamıştır. Bölge üzerinde oynanan oyunlar, 6-8 Ekim olayları ile gün yüzüne çıkıvermiştir. Müslümanlar var oldukça İslam düşmanları şunu iyi bilsin ki, Kürt coğrafyasını İslamsızlaştırma emellerine asla ama asla ulaşamayacaklardır. 6-8 Ekim'de halkımız dostu da düşmanı da gördü.. Müslüman halkın değerleri ve manevi dinamikleri ile ters düşen şer güçler artık istedikleri gibi bölgemizde at koşturamamaktadır. Katliamdan günümüze; şehitlerin kanlarının bereketi ve mazlumların ahı ile PKK bölgede büyük güç ve itibar kaybederken destekçisi FETÖ 15 Temmuz’da adeta intihar teşebbüsünde bulunmuş ve yok olma noktasına gelmiştir.
6 – 8 Ekim olaylarında ve sonrasında bölgenin farklı yerlerinde şehit edilen kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz. Katliamın üçüncü yıldönümünde faillerin ve olaylarda ihmali ve sorumluluğu olan herkesin yargılanması talebimizi bir kez daha dile getiriyoruz"denildi.
Güncelleme Tarihi: 18 Ekim 2017, 09:04