Manifestom
Bizim gibi düşünmeyen insanlar için de huzurlu yaşayabilecekleri alan(lar) sağlamadıkça, biz de huzursuz yaşamaya mahkûm kalacağız. Bu bağlamda; hep birlikte huzurlu bir yaşam için gerekli olduğunu düşündüğüm ve kendime düstur edindiğim bazı ilkeleri bir manifesto şeklinde paylaşmak istedim:
4- “Irkçılık şeytandandır” anlayışını önemser. Bu bağlamda: Renkler ve diller övünülecek kendi malımız olmadığına ve aslında ayaklar altına alınması gerekenin etnisite değil, etnisite merkezli tekebbür olduğuna inanır.
12- Hiç kimsenin, hiçbir din veya dünya görüşünü, mensubunun yaptıklarıyla yargılamaması gerektiğini savunur. Zira bir sosyalist ile sosyalizmin, bir demokrat ile demokrasinin aynı olmadığı gibi bir Müslüman ile İslam’ın da aynı olmadığını savunur. Her insanın hata ve günah işleyebileceğini, günahkârların en hayırlısının da günahından dönerek tövbe edendir bilinciyle hareket eder... Her insanın Ömervarî bir geçmişinin olabileceğini, fakat Ömervarî bir geleceği yaşamayı ilke edinir.
15- Adaletin, eşitliği sağlayacağının tartışılmaz bir gerçek olduğunu, ancak aksinin tartışılır olduğunu savunur. Her alanda adalet olmalıdır. Makam veya mülk/kazanç edinmede imkânların ve kuralların/yasaların herkese eşit olmasını sağlamaya dönük çaba serf eder! Bu bağlamda kendi aleyhinde olsa bile olaylara objektif ve rasyonel yaklaşmayı, adaletin inşası için kınayıcının kınamasından ve mahalle baskısından korkmamayı da ilke edinmiştir.
17- Son olarak: Dünyada ve özellikle de coğrafyamızda, iç ve dış barışın oluşması konusu bu ilkeler ışığında değerlendirilirse, bu ilkelerin sorunu tespit etmede yol gösterici olacağı kadar çözüme katkı sunacağına da inanır. Barış uçurumun kenarındaysa ilk olarak yapılması gerekenin ne olacağı konusunu tartışmamız gerektiğini savunur.
Bu ilkeler vicdanı, düşünceyi ve sözü muhatap ve esas alır. Sözün bittiği yerde, konuşanın silah olacağını bilir, bu bağlamda sözün gücüne güç katmayı ilke edinir.
Kamuoyuna sevgi ve saygılarımla…