ŞİİR VE URFA

Hafta sonu Urfa’da Anadolu Şiir Akşamları adıyla Anadolu’muzun dört bir tarafından şairlerin katılımıyla şiirin her ahenginin/ölçüsünün/duygusunun yaşandığı bir program gerçekleştirildi.

Aruzlusuyla, hece ölçülüsüyle, serbest nazımlısıyla, nesir nazım karışık türüyle birbirinden değerli şairlerin dilinden Anadolu’muz dile geldi bu akşam.

Okunan şiirlerin türü/ölçüsü/üslubu/şekli farklı olsa da söyleyeniyle ve dinleyeniyle yaşanan duygular bir oldu.

Cihannüma Derneği tarafından seneden iki defa olmak üzere ülkemizin farklı bir ilinde düzenlenen ve Anadolu’nun bağrından çıkmış şiirin her çeşit akımına mensup şairlerin şiirleriyle katıldığı şiir akşamlarının 4. Durağı Peygamberler Şehri, her bölgesi tarihin farklı bir devresine beşiklik eden Urfa oldu.

Urfa’mızın otantik mekânlarından olan Mevlana Külliyesinde Ülkemizin farklı vilayetlerinden 32 şair dostun katılımıyla mistik bir ortamda düzenlenen programda 32 şiiri, şairinin dilinden yaşayarak dinleme şansı bulduk.

Kendisi de şair olan Cihannüma Derneği Genel Başkanı Rıza YORULMAZ’ın duvarları çatıları kaldırıp herkesin birbirini görebildiği/hissedildiği/uzanabildiği herkesin huzur/selamet içinde yaşadığı yeni bir dünya hayalini anlattığı ‘Çatısız Ev’ şiirini okumasıyla başlayan şiir akşamı gönüllerde/zihinlerde unutulmaz an(ı)lar bırakarak gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti.

Ben de programda ‘Ortadoğu Çocuğum Benim’ adıyla Ortadoğu Çocuklarına ithafen yazdığım bir şiirimi okudum.

Bu vesileyle akşamı düzenleyen Cihannüma’ya, programın genel koordinasyonunu yürüten Hüseyin KIR ile yerel koordinasyonu yürüten Eyyüp AZLAL hocalarıma ve akşama ev sahipliği yapan Urfa Cihannüma Başkanı Mehmet Emin KILIÇ ve ekibine çok teşekkür ediyorum.

***

Urfa Cihannüma sadece şiir akşamına ev sahipliği yapmadı doğrusu. İki gün süreyle ülkemizin farklı yerlerinden gelen Şairlere Urfa’nın Tarihine bir yolculuk da yaptırdı Urfa ekibi.

Kısa cümlelerle bu ziyaretlerden de bahsetmek isterim yazımın son bölümünde

Halilurrahman Gölü mü? Balıklıgöl mü?

Urfa’daki kültürel ziyaretlerimizin ilk durağı şüphesiz herkesin de ilk durağı olan ve rivayetlere göre Nemrut tarafından çıkarıldığı kale üzerinden hazırlanan devasa ateşe atılan Hazreti İbrahim’in düştüğü yerde oluşan göl olan ve Balıklıgöl olarak bilinen Halilurrahman Gölü oldu.

Göldeki balıkların da kutsal sayıldığı bu göl Balıklıgöl olarak bilinmesine ve kullanılmasına karşın bunun yanlış olduğu, bu ismin bu bölgeyi adlandırmakta yetersiz olduğu ve dahi bu ismin buranın manevi geçmişinin unutulmasına ve ortamın sıradanlaşmasına neden olduğu konuşuldu ziyaret süresince.

Doğrusu bu açıdan hiç düşünmediğimi hissettim ve arkadaşlara bu yaklaşımlarından ötürü hak vererek artık buraya Halilurrahman Gölü demeye karar verdim.

Göbeklitepe İnsanlık Tarihinin Neresinde?

Urfa’da kültürel ziyaretlerimizin ikinci durağı Göbeklitepe oldu.

Dünyanın gün yüzüne çıkarılmış en eski tarihi yapısı olarak bilinen, inancın ve inanç merkezlerinin her dönem insanlığın odağında olduğunu da açıkça göstermekte.

Göbeklitepe ortaya çıkarılan sınırlı/küçük alanıyla bile darvin/evrim vb temelsiz tarih safsatalarını ve ezberlerini yerle bir ediyor.

Tarihin sıfır noktası olarak tanımlanan Göbeklitepe acaba insanlık tarihinin neresinde diye kendi kendime mırıldanarak ören yerinden ayrıldık?

Harran’sız Urfa Ziyareti Olmaz

UNESCO Kültürel Miras Geçici Listesinde bulunan Harran’a ilk girdiğinizde aslında küçük bir köyü andırıyor. Hatta ilçe mi burası diye içinizden geçirmeniz bile olası.

Kümbetli evleriyle bilinen ve Kemal Sunal’ın bir filmindeki “onlar sendikalı” sözüne karşılık “ben de Harranlıyım” repliğiyle akıllara gelen Harran, Emevi devletine başkentlik yapmış, her karış toprağında devasa bir tarihi barındıran antik bir kent aslında.

Harran örenyeri Kazı Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa ÖNAL hocamız ve Harran Kaymakamımız Eyyüp Reşit HAN rehberliğinde/eşliğinde gezdiğimiz Harran’da gördüğüm ve bir kısmı gün yüzüne çıkarılmakta olan devasa tarihi yapıların, sarayların, kalelerin bir örneğini bölgede farklı bir yerde henüz görmedim doğrusu ben.

Kadim tarihinin yanında Hazreti İbrahim'in yaşadığı yer olması yönüyle de önemli bir merkez Harran.

Göl Kenarında Nehirler Düşleyen Şair

Urfa’da bulunan Anadolu Şairleri olarak teşkilatçı, münevver, vefa timsali, bir güzel adam olmasının ötesinde dizeleriyle bir neslin fikir dünyasına imza atan Şair merhum Mehmet Akif İNAN'ı Harrankapı mezarlığında ziyaret ettik.

Urfa’da doğan kendisine yazılmış hayatı Urfa’da tamamlayıp “sanmayın her şeyin bitişi ölüm, destanlar yayılır mezarımızdan” diyerek yürüyüp giden İNAN, çağın kargaşasını kurutmak için beklediği şafaklar, göl kenarında düşlediği nehirler, mezarımızdan yayılır dediği destanlar bıraktı ardında.

‘Bütün giysileri yırtsak yeridir, yeter bize vefa elbiseleri’ diyen Akif İNAN’a da hep vefa göstermek bize yakışır.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Alaattin ATASEVER
Alaattin ATASEVER - 2 gün Önce

Murat Hocam ağzınıza kaleminize sağlık, Urfa güzel sizin ağzınızdan Halilurrahman daha güzel...