Ne Yapmalı?

HDP’nin Halkı Kobanê’ye destek için sokağa çağırmasıyla ortalık bir anda saman alevi gibi tutuşurken,  72 saat sonra sokaktan çekilin çağrısıyla da yine saman alevi gibi birden bire sönüp hayat normale döndü.
 
Tabi geride yakılıp-yıkılmış, tahrip ve talan edilmiş işyerleri, kamu binaları, okullar, Mobese ve diğer güvenlik sistemleri, bankamatikler, billboardlar, aydınlatma sistemleri, trafik levha ve ışıkları, kaldırım taşları kısacası Kızıltepe’de güzellik adına ne varsa yüreklerle beraber hepsi yerle bir edildi.
 
Karayollarına ait trafik ışıkları, aydınlatma direkleri, yön tabelaları, kaldırım taşları vb. gibileri… Çoğunluğun kamuya ait olanların bir daha asla eski hallerine geri döndürülmeyeceklerini adımız gibi biliyoruz.
 
Özellikle ilçedeki özel ve kamuya ait bütün güvenlik sistemlerin tahrip edilmesi ve devre dışı bırakılmaları profesyonel bir ekibin deşifre olma korkusundan ileri geldiğine inanıyorum.
 
Sonuçlarına baktığımızda bu sefer ki toplumsal olayların diğer farklı zamanlarda meydana gelenlerden çok çok farklı olduğu, işin içinde profesyonel bir ekibin varlığı kuşku götüremez bir gerçekliktir.
 
Gezide başarısız olanların, HDP’nin çağrısını fırsat bilerek SEMERLERİNİ Kürt Halkının sırtına vurmak istedikleri, görmek istemeyenler olsa da kanaatimce aklıselim insanlar için apaçık görülmüş ve gün gibi ortaya çıkmıştır.
 
Özellikle HÜDA-PAR ve PKK’nin karşı karşıya gelmeleri için yapılması gereken IŞİDVARİ infazlar dahil ne gerekiyorsa her şey fazlasıyla yapılmış, masum insanlar bile dil bilmeme ve dış görünüşleri sebebiyle katledilmişlerdir.
 
Bunun sonucunda iki tarafta bu oyunun farkında olmasına rağmen kılıçlarını çekmiş gözüküyorlar. Bu yüzden,
 
Çoluk çocuğa nasihat edecek değilim, onlar zaten musibetler yaşamamış ve nasihatten de anlamayacak kadar küçüktürler. Ve şimdilik her şeyi bir sanal oyun formatında yaşıyorlar. Ta ki kafaları bir taşa ya da bir taş kafalarına çarpıncaya kadar. Ancak o zaman bu işin bir oyun olmadığını anlayacaklar o zamanda iş işten çoktan geçmiş olacak ama şimdilik bunu anlamayacak kadar küçüktürler.
 
Büyüklerin ya da örgütlerin ise zaten nasihate ihtiyaçları yok! Onlar zaten her şeyin en doğrusunu ya kendileri ya da abileri çok iyi biliyor. Onlardan miskale zere kadar farklı düşünsen hain yada kafir olman içten bile değil. Bu yüzden nasihat etmek için,
 
Geriye kala kala “kendi kendimize nasihat, kendi kendimizle konuşmak” kalıyor ki buna da delilik hali diyorlar. Deliyiz işte…
 
Mübarek Kurban Bayramında KOBANÊ için yapılan toplumsal gösteriler sonucunda işyeri, emek teknesi zarar gören bütün esnaf kardeşlerimizin acısını ve hüznü paylaşıyor büyük geçmişler diliyorum.
 
Her ne kadar HDP’nin insanları sokağa çağırmasıyla olaylar başladıysa da, olayların gelişmesi ve sonuçları incelediğimizde kontrol ve organizenin HDP’de değil. Kürtleri birbirini düşürmeyi amaçlayan istihbarat örgütlerinin elinde olduğu gün gibi aşikardır.
 
HDP’nin bile büyüklüğünü hayal etmediği ve hayretler içinde kaldığı bu son toplumsal eylemler, içten içe inanmasa da gururunu okşadığı için (gücünü küçümsemek adına söylemiyorum) kendi gücüymüş gibi kabul ederek, sonuçlarıyla birlikte satın almiştır.
 
Her ne kadar Başbakanın, pardon Cumhurbaşkanı’nın “Kobanê Düştü Düşecek” sözleri halkı infiale getirdiyse de, fatura halkı sokağa çağıran Demirtaş ve BDP’ye kesildi. Konu ile ilgili Demirtaş’a; “Müebbet hapis istemiyle” davalar açılmaya başladı bile…
 
Özellikle güzellik adına ne varsa, yakılıp yıkıldığı, HÜDA-PAR ve Cemaatine ait iş yerlerinin bilinçli bir şekilde saldırıya maruz kaldığı bu son eylemler kim ne derse desin. Kürtlere yönelik başarılı bir psikolojik harp ve bir taşla birkaç kuş vurmayı planlanan derin bir istihbarat projesiydi. Ama bilmedikleri bir şey var biz artık o kuşlardan değiliz… İnşallah olmayacağız da..
 
Eğer isterlerse daha geç kalınmadan HDP`nin, HÜDA-PAR,ın ve STKLARIN yapacakları çok şey var. Ama hiç kimsenin reklam dışında bir şey yapabileceklerini de zannetmiyorum herkes kendine biçilen role dünden razı ve oynama derdinde…
 
Netice itibarı ile
 
HDP’den veya PKK’dan nefret etmemiz için evimizi, canımızı ve özellikle kitabımızı yakmanız gerekmiyordu. Göreviniz gereği de olsa “Kürtleri birbirine kırdırtma” çabanızı anlıyor, büyük bir vebal ve cezanın öbür tarafta sizleri beklediğini özellikle hatırlatmak istiyorum.
 
Selametle
 
Mahmut SEMEN
15/10/2014
KIZILTEPE
YORUM EKLE
YORUMLAR
tespit
tespit - 10 yıl Önce

umarız!!! söydikleriniz gibidir. bir daha böyle bir toplumsal olay olduğunda yapmış olduğunuz bu halka yakıştırmadığınız kırma yıkma yağmalama olayları için kürt halkımız kendini bu yakılan yıkılan taşlanan yerlere, olaylara, durumlara siper eder ve bunun bir kırdırma operasyonu olduğunu görür... yoksa bundan daha kötü sonuçlar ortaya çıkacağı görünüyor... ...