Gelişen teknolojiyle kurulan fabrikalar saatte 20 tona yakın un üretirken taş değirmenler saatte ancak 250 kilogram un öğütebiliyor. Tüm bunlara rağmen Mardin’de taş değirmenciliği yapan Aslan Atan, hem gelişen teknolojiye hem de zamana karşı ayakta kalma mücadelesi veriyor.
İLKHA’ya konuşarak, profesör ve doktor müşterilerinin bulunduğunu aktaran değirmen ustası Atan, taşların ezmesiyle elde edilen undan yapılan ekmeğin daha sağlıklı ve daha lezzetli olduğu belirtirken, taş değirmenin müdavimleri ise faydasını çok gördüklerini ifade ediyor.
Taş değirmeninde öğütülen buğdayın kepekli unundan tandır ekmeği pişiren Leyla Aydın da zahmetli olmasına rağmen sağlık ve lezzet için bu unu tercih ettiklerini söyledi.
"Daha sağlıklı olduğu için kepekli ekmek tüketiyoruz"
Kepekli un öğüttüğü için buğdayını taş değirmene getirdiğini söyleyen müşteri Rauf Çakmak, "Kepekli ekmek insan sağlığı için çok iyidir çünkü kepekli ekmekten hastalık olmaz. Onun için kepeksiz ekmek yemiyoruz, kepekli ekmek tüketiyoruz. Doktora gittiğimizde, ‘Kepekli ekmek tüketin sağlık açısından daha iyidir.’ diyor. Kepekli ekmek özellikle şeker hastalarına iyi geliyor. Eskiden buğdayı kepeğiyle öğüten değirmenler çoktu şimdi bu tek kalmış, biz de buğdayımızı buraya getiriyoruz." diye konuştu.
"Faydasını görüyoruz, herkese tavsiye ediyoruz"
Herkesin kepekli ekmek tüketmesi için çağrıda bulunan taş değirmenin müdavimlerinden Mehmet Ali Çelik ise "Kepekli ekmek hem daha sağlıklıdır hem de ekonomik yönden iyidir. Biz faydasını görüyoruz, herkese tavsiye ediyoruz." dedi.
"Doktorlar ‘kepekli ekmek’ tavsiye ediyor"
Baba mesleği olan değirmenciliği 24 yıldır yaptığını kaydeden Aslan Atan, şunları söyledi:
"Babam 37 yıl değirmencilik yaptı. Ben ise çocukluğumda onun yanında çalışıyordum. Babam yaşlanınca tek başıma 24 senedir değirmeni işletiyorum. Değirmenimiz eski taş değirmendir. Kepekli un hem sağlığın hem de cebin dostudur. 100 kilo buğday getiren 100 kilo un götürüyor, bunda fire yok. Ama kaşar yani kepeği undan ayıran değirmenlerde 100 kilo götürdüğünde 30-35 kilo fire veriyor. Doktorlar da hastalarına ‘Kepekli ekmeği tüketin.’ diye tavsiye ediyor. Ayrıca burada hem mızır hem arpa unun da çıkarıyoruz. Kızıltepe de kepekli un öğen 2 değirmen kalmışız, diğerleri kepeksiz öğütüyorlar. İşimiz eskiye nazaran azdır çünkü fabrikasyon ürünler işimizi etkiliyor ama Allah’a (Celle Celaluhu) şükür, ekmek paramızı çıkarıyoruz."
"Profesör, imam, doktor müşterilerimiz var"
Kendini seven ve sağılığını düşünenlerin kendilerini tercih ettiğini dile getiren Atan, "Buğdayı kepekli öğüttüğümüz için bizi tercih ediyorlar. Daha önce ben de kepeksiz un öğütüyordum ama 5 senedir kepekliye geçtik. Genelde okumuş ve bilgili insanlar bize geliyor. Hem ilmi hem fenni olarak okumuş olanlar bu kepekli unu tercih ediyorlar. Profesör, imam, doktor müşterilerimiz var. Değirmencilik ve kepekli un belki bazılarına basit gelebilir ama bu saydıklarım tanınmış okumuş kişiler, kepekli unu tercih ettikleri için bize geliyor. Müşterilerimizin yarısından fazlası okumuş, birikimli insanlardır. Hem geçimimizi bununla sağlıyoruz hem de baba mesleği ölmesin diye devam ediyorum çünkü ben bıraksam bu mesleği devam ettirecek kimse yoktur. Zahmetli bir iş olduğu için artık çırak bulamıyoruz. Ben hayatta olduğum sürece bu mesleği ayakta tutmaya çalışacağım ama çırak yetişmediği için zamanla bu meslek de tarihe karışacak gibi görünüyor. Ortalama bir çuval 50 kilogramdır, günde 10-15 çuval öğütüyoruz. Kilosunu 25 kuruşa öğütüyoruz. Günde 100-125 TL arası kazanıyoruz. Bunun günde 50 TL’si elektriğe gidiyor, kalan kısımla da kiramızı ödeyip geçimimizi sağlıyoruz." dedi.
"Tandır ekmeği zahmetli ama lezzetlidir"
Tandır başında emek pişiren ev hanımı Leyla Aydın ise buğdayın değirmene götürülüşü ve kepekli ekmeğe dönüştürülmesi sürecini anlattı. Tandırda pişen ekmeğin hem daha sağlıklı hem de daha lezzetli olduğunu söyleyen Aydın, bu yüzden bu ekmeği tercih ederek tükettiklerini söyledi.
Aydın, "İlk önce 2 çuval buğdayı öğütmek için değirmene götürüyoruz. Bir çuvalı kepekli bir çuvalı ise kepeksiz öğütüyoruz. Eve getirdikten sonra ilk önce karıştırıp sonra ihtiyaca göre güzelde yoğurup hamur haline getiriyoruz. Sonradan tandırı yakıyoruz. Ateş köz haline geldikten sonra hamuru elle ekmek şekline getirip pişmesi için tandırın içerisine yapıştırıyoruz. Piştikten sonra ekmeği çıkarıyoruz. Fırın ve sacta pişen ekmek tandırınki gibi lezzetli olmadığı için tüketmiyoruz. Onun için kepekli un kullanıp ekmeğimizi tandırda pişiriyoruz. Zahmeti çoktur ama hem lezzetli hem de sağlık açısından daha iyi olduğu için kepekli ve tandırda pişen ekmeği tercih ediyoruz." diye konuştu. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan – İLKHA)
Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2019, 21:57