İçimdeki Sızıyı Kaybettim

Saat gecenin yarısını devirmeye doğru yol alıyordu. Bir düşünce yelpazesine kapılıp; çıt çıt diye seslenen ve duvarda asılı duran saatin yelkovanına odaklanmıştım. Zamanın dünyevilik çarklarında dakikalar sayıyorum, uzayıp gidiyor. Ütopyalarımın senaryolarını oynuyorum, oda ezberim de değil…
 
      Yaman çelişkilerimin dönüşlerini ve sabaha daha çok var bekleyişlerimi hatırladıkça; saatin akrebine gıcık duymaya başlıyorum. O döndükçe beynim gıdıklanıyor. Gözlerimin neşesine ket vuruyorum. Geleceğimin öngörülerini, saatin dakikalarına paylaştırıyorum. Lakin zamanın darlığından da ne zaman şikâyetçi olacağımı hesaplıyorum.
 
      Neye üzüleyim, neye dert yanayım, kime veryanslarımı ileteyim ki!
      Gecenin bir ortasında, saatin zamana ve hayata hükmettiğini görüyorum. Evin içinde duran ve saksı içinde hapsedilen çiçeklerin tomurcuklarına da şahit oluyorum.
 
      Oysa zemheri karanlıkta da olsa odanın bir kenarında duaya kalkan; zamanın delisi delikanlıları görmeliyim. Penceremden seyretmeliyim onları.
 
      Ey! Saat, Ey! Zamanın akrebi.
      Etrafı sarmalamış zamanın tavırlarına inat bir düzlemde, daha fazla direnmeliyim sana.
 
     Bana yol gösterme, her olayımın ilacı da olma. Çoğul doğrularla ile ikna etme beni.
     Beni korkutma, yarı yolda da bırakma, yalnızlığı da terk etme. Zaten her gece dır dırın, aklımı tık tıklıyor.
    
***
      Aslında zihnime olan güvenim tamdı. Bu zamanın, bu saatin hareketlerine kanmamam gerektiğini de iyi biliyordum. Cambaz saatleri, bu oynak zamanları; akıl rüzgârlarıma üflenen fırtınalara ters istikamette esen poyrazlardan da anlamalıydım.
 
     Aaah! Bu karanlığın ortasında birbirini kovalayan yelkovan ve akrep; içimdeki sızıyı alıp götürdünüz. Boşa akan saatlere kurban ettiniz.
 
    Kalbimin inançlarını umursamaz markalı narkozlarla uyutunuz. Gecenin bu saatinde, sizden kaçmalıyım. Size dönmemeliyim. İsterseniz bu kaçışımın seyri temaşına durabilirsiniz Ey! Zaman ve Ey! Kısa metrajlı senaryolar…
 
      Ve diyorum ki nerede geçmişin mirasçıları, ne ile meşguller, ne yapıyorlar ki kapımı çalmıyorlar.
     Gecede olsa çekinmeden açarım kapımı onlara, perdelerimi de çekerim ve lambayı da yakarım.      Zamana ve saate rağmen, sana dönerim.
 
    Çünkü başlangıçta hiçbir şey yoktu. Ne gece vardı ne gündüz; ne yokluk vardı nede varlık; ne ölüm vardı ne de hayat; sadece zamana hükmeden O vardı.
 
     Eğer kalmışsa içimdeki sızıyı sana vermeye hazırım…
 
     Vesselam Herkese
 
              
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
m.tanış
m.tanış - 11 yıl Önce

kusursuz gibi, elinize sağlık..