Unat açıklamasında ‘’Son zamanlarda basın yayın organlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun değiştirileceği ve işçi memur ayrımının kaldırılmasına yönelik planlar yapıldığı haberlerini dikkatle takip etmekteyiz. Yapılan haberler, mesai mefhumu gözetmeden ülkemiz ve milletimiz için aralıksız çalışan memurlarımızı rahatsız etmekte, moral ve motivasyonunu bozmaktadır.
Memurlarımızın iş güvencesinin tartışıldığı, sona erdirileceği gibi algılar uyandıracak hedefler, planlar, söylemler yeni hükümet programında yer almamalıdır. Yeni hükümet programı ülkemiz ekonomisinin daha ileriye taşınması, demokrasimizin geliştirilmesi, yeni ve sivil bir anayasa üzerine olmalıdır.
Öte yandan günümüz şartlarında 657 Devlet Memurları Kanunu mevcut yapısıyla memurlarımızın beklentilerini karşılamamaktadır. İş güvencesinin korunduğu, tartışılmaya dahi açılamayacağı yeni bir kamu personel reform paketine ihtiyaç vardır. Reform paketi, memurlarımızın temsilcileri sivil toplum kuruluşlarıyla yapılacak ortak çalışmalarla hayata geçirilmelidir.
Büro Memur-Sen olarak, memurlarımızın iş güvencesini korumak bizlerin en önemli görevidir. Bilinmelidir ki, iş güvencesi kırmızı çizgimizdir. Memurlarımızın iş güvencesine dokundurtmayız. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da her zaman memurlarımızın lehine yapılacak çalışmaları desteklemeye, iş güvencesini kaldırmaya yönelik yapılması planlanan tüm çalışmaların karşısında durmaya devam edeceğiz. İfadelerini kullanan Büro Memur Sen Mardin Şube Başkanı Ümit Unat açıklamasını şöyle sürdürdü.
Konfederasyonumuz Memur-Sen'in Konuyla ilgili yaptığı açıklama da ise şu şekilde:
İş Güvencesine Dokunan Değil, Yeni Türkiye İçin Güven Oluşturan İktidar İstiyoruz.
Tarihi tecrübemiz göstermektedir ki, güçlü memur, güçlü devlet demektir. Güçlü memur, proje demektir, kaliteli hizmet demektir. Güçlü memur, güçlü demokrasi demektir. Güçlü memur, güçlü ekonomi demektir. Güçlü memur, bölgesel güç demektir. Güçlü memur, küresel güç demektir. Sosyal güvenliği yetersiz, iş güvencesiz taşeron işçiyle büyük devlet olunmaz, olunamaz, büyük devlet olma hayali bile kurulamaz.
Güçlü memurun olmazsa olmazı ise iş güvencesidir. İş güvencesi, Büyük Memur-Sen Ailesi'nin ve bütün kamu görevlilerinin kırmızı çizgisidir. Kamu görevlilerinin bu kırmızı çizgisinin erozyona uğratılmasına, aşılmasına, etrafından dolanılmasına asla müsaade etmeyiz, izin vermeyiz.
Bu kapsamda, henüz hükümet dahi kurulmamışken iktidar partisinin bazı milletvekillerince yapılan iş güvencesinin kaldırılacağına yönelik sorumsuz açıklamaları esefle karşılıyoruz. Kamu görevlilerinin iş güvencesinin tartışıldığı, tartışılacağı ya da sona erdirileceği algısı uyandıracak kavramlarının kullanılması, açıklamaların yapılması çalışma hayatının ve toplumsal barışın dinamitlenmesidir. Oysa milletimiz ve biz, 26. Dönem TBMM'den ve 64. Hükümetten toplumsal uzlaşmayı sağlamasını ve Yeni Türkiye yolculuğunu hızlandırmasını bekliyoruz. Kamu görevlilerinin ve toplumun huzurunu bozacak benzeri açıklamalardan bu çerçevede vazgeçilmelidir.
3. Dönem Toplu Sözleşmesiyle, 4/C'lilerin, 4/B'lilerin ve üniversite mezunu işçilerin kadroya alınması yönünde çalışma başlamışken, 1 Kasım seçimlerinde asli işlerde istihdam edilen taşeronların kadroya alınması sözü verilmişken ve seçim beyannamesinde kamu görevlilerinin iş güvencesiyle ilgili bir tespite ve teklife yer verilmemişken kamu görevlilerinin iş güvencesini tartışmaya açmak, çelişkidir, abesle iştigaldir, enerji kaybıdır, zaman israfıdır. Bu tartışmaları doğru da bulmuyoruz.
Bu kapsamda, 64. Hükümetin Programında kamu görevlilerinin iş güvencesinin tartışılmayacağına dair teminata kesin bir ifadeyle yer verilmelidir. Aksi taktirde, çalışma barışı ve toplumsal huzurun bozulmasının zemini oluşturulacaktır ki, bu Yeni Türkiye hedefinden uzaklaşma anlamına gelecektir.
İktidarın hedefi, iş güvencesini kaldırmak olmamalı, güçlendirmek olmalıdır. Kamu personel sistemi, iş güvencesi temelinde kadrolu istihdam odaklı, kamu görevlilerine güveni esas alan anlayışla kariyer ve liyakat odaklı olarak güçlendirilmelidir. Kamu hizmetleri alanında asli ve süreklilik niteliğinin asıl, geçici faaliyet kurgusunun istisna olduğu anlayışıyla geçici personel ve sözleşmeli personel istihdamına kısmen yer verilmeli, kamu hizmetleri alanında taşeron çalıştırma uygulamalarına bütünüyle son verilmelidir.
Türkiye'nin en büyük emek hareketi ve yetkili konfederasyon olarak, iş güvencesini sadece kırmızı çizgimiz olarak değil, Büyük Türkiye'nin güvencesi olarak da görüyoruz. Bu kapsamda, sessiz kalmayacağız, iş güvencesini dokundurtmayız. Bu hassasiyetlerimizi ve iş güvencemizi sonuna kadar koruyacağız.
Güncelleme Tarihi: 21 Kasım 2015, 15:12