Akit’e, İslâmi perspektiften yaklaşanlara bir önerim var. Lütfen siz de benimle aynı pozisyona düşmeyin. İslâm dininin medeniyet birikiminde, hakikati söyleyenlere karşı bu şekilde bir nefret söyleminin izlerini görürseniz, haklı olabilirsiniz. Fakat Edward Said bile oryantalistlerin metinlerinde buna benzer bir olguya rastlamamıştı.
Ali Bayramoğlu’nun, Türkiye’nin bu en özgürlükçü yazarlarından birinin, Akit çapında bir gazeteyle isminin anılması ne büyük talihsizlik. Akit kendince haklı olduğunu düşünüp Ali Bayramoğlu’na ‘ermenicilik’ suçu isnat ediyor. Bir kişiyi düşüncelerinden dolayı etiketlemek pratiği ülkemizin güzide geleneklerindendir. Bu karalama kampanyasının sözcülerinden bir zatın ortaya koyduğu argümanları ciddiye alırsak, herhalde ruh sağlığımızın çöktüğüne hükmederler. Şöyle diyor mübarek: “Ülkemizde Ermenilere soykırım yapıldığını Apogyan'ın söylemesi başkadır, Ali'nin söylemesi başkadır. Apogyan'ın Ali kılığında söylemesi ise bambaşkadır. Biz diyoruz ki, özde Apogyan isen Apogyan olarak çık milletin karşısına.”
Allah aşkına siz hiç Apogyan diye bir Ermeni ismi duydunuz mu? Kendini süper akıllı sanan bu kalemşor güya bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor. Önce Agop ismini Apog’a yuvarlıyor, bununla Ali Bayramoğlu’nun hem Ermenicilik hem de Kürtçülük yaptığını izhar ediyor aklınca. Hitap ettiği kitleye, ‘Aman ha Ali bir Müslüman değildir. İçimize şer güçlerin soktuğu bir Truva atıdır. Ali adında bu Ermeni tıpkı Lawrence gibi Müslümanları yıkmak için gönderilmiş bir ajandır. Bir daha oyuna gelmeyelim. Bu Ermeni’nin maskesini ben düşürdüm. Gerisi size kalmış”
Bu tavrı cahillikle açıklayacağım ama bu safça bir analiz olur. Vedat Türkali’nin Bir Gün Tek Başına romanında Sakallı Celal’e atfettiği bir cümle vardır:”Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür”. Ama bir taşla iki kuş vurmaya çalışan pehlivanımızın tahsil durumunu bilmediğimden böyle bir polemiğe girmek istemem. Allah korusun ya Harvard’da doktora yapmışsa. O vakit ‘tahsil’in kıymeti tuzla buz olur. Bu kadar budalalığı kaldıracak gücüm yok.
Meselenin aslı nedir?
Akit gibi marjinal gazeteler, ancak maraza çıkardıklarında gündeme gelirler. Doğru dürüst bir tefekkür veya idealle değil, yaramazlık yapan bir çocuk gibi oraya buraya dalaşarak dikkati çekerler. Benzetme yerindeyse, yaramaz çocuğun vereceği zarar sınırlıdır. Oysa nefret söylemini kullanarak, şahısları hedef haline getirmenin sonuçlarının ne kadar acı olduğunu bu ülke defalarca gördü. Hırant cinayetinin zemininin nasıl döşendiği hâlâ belleklerdedir.
Ülkemizi seviyoruz. Burası kimsenin babasının malı değildir. Hükümranlık döneminin geride kaldığını, kimsenin köle statüsüne konulamayacağını, her ferdin kendi çapında biricik ve değerli olduğunu, tüm vatandaşların aynı eksende yaşadığını birilerinin anlaması gerekir.
Kişiyi en çok üzen nedir biliyor musunuz? İnsan harcamanın bu denli pervasızca gerçekleştirildiği bir ülkede, Ali Bayramoğlu gibi insanların sayısının azalmakta oluşu.
Eyvahlar olsun!
Güncelleme Tarihi: 27 Haziran 2012, 01:50