Aslında, bilgisayar klavyesinin tuşlarına dokunmadan önce “Kürtler, Seçim ve Demokrasi” kavramlarının yansımalarını muhteva edecek bir yazı yazmayı düşünüyordum. Lakin masaya oturup seçim sistemin özel istatistiği ve siyasi partiler işin literatürüne girince ve klavyenin sağında yer edinmiş sayıların cazibesine de kendimi kaptırınca; düşünsel boyutuma “Rakam, oy, seçmen ve toplam oy oranları” ile ilgili değerlendirmelerin baskıcı analizlerinden kaçmam gerektiğine inandım.
Belki de seçim, Demokrasi ve Kürtlerle ile ilgili değerlendirmemi başka bir zamana bırakarak; Irak Kürdistan’nın da yapılan üçüncü seçimlerin; zihnimde oluşturduğu sayıların zeminine odaklayacağım kendimi.
Bu nedenle; seçimin sosyal süreç üzerindeki analizlerine girmeyeceğim. Daha çok sayı, istatistik ve verilerin hâkim olduğu somut bilgilere dayanarak paylaşımda bulunacağım.
Bölgede yapılan ilk seçimler nasıl sonuçlanmıştı.
1992 yılında yapılan ilk seçimlerde, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)-%45.3, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) %43.8, Kürdistan İslami Hareketi (IMK)%5.1, Kürdistan Sosyalist Partisi (PASOK) %2,6 oranında oy almıştı.
2005 yılı ile 2009 yıllarında yapılan seçimlere tek liste ile giren KYB ile KDP, oyların %55’ni alıp; 111 sandalyeli meclisin 65 sandalyesini paylaştılar. 5 sandalyeyi otomatikman Türkmenlere, 1 sandalyesinin Asurîlere,5 sandalyesinin gayri Müslimlere ayrılmıştı. Kalan diğer sandalyeleri de KYB’den ayrılan GORAN, “Guherin” Değişim partisi (25 temsilci) ve İslami partiler de (10 temsilci) almıştı. Barajının %7 olduğu bu seçimlerde halk,tercihli oy verme sistemi ile listenin en altındaki adayı, en öne getirerek seçtirebiliyor. Bu sistemin, Türkiye’de uygulanan seçim sisteminin bir adım önünde yer alması; dikkat çekici bir vaka olarak önümüzde durduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Mısır, Suriye ve İran ile yaşadığımız dış politika anlaşmazlıkları sayesinde, Orta doğuya kapatılan kapıların alternatifi ve Türkiye'nin ortadoğuya açılan bir numaralı kapısı durumuna gelen Bölgesel Kürt yönetiminin kontrolündeki Irak Kürdistan’nın da ki parlamento seçimleri; Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasal göstergelerini de etkileyecek bir zeminde cereyan etmektedir. Bu seçimin ardındaki süreç, her iki taraf için de tarihi sonuçlar doğuracağını düşünmekteyim.
20.09.2013 Tarihli Seçimin Sayısal Verileri
Elektronik kimlik sorgulama sisteminin kurulduğu bölgede, 3 milyona yakın kayıtlı seçmen bulunuyor. Seçmenlerin çoğu üç büyük eyalette oturuyor. Süleymeniye,Hewler ve Duhok.
Kerkük’ün çözülmeyen özel durumundan dolayı birçok Kürt oy kullanamamıştır. Mam Celal’in hanımı da burada kayıtlı olduğu için seçmen olamamıştır. Bu seçimlerde birçok Kürd’ün oturduğu Diyala ve Ninawa şehirlerinde de seçimler yapılamadı.
30 siyasi parti ve bağımsızların yarıştığı seçimlere, Türkiye’deki BDP’nin siyasi örgütlenme modelini alan PÇDK partisi de kendi listesi ile yarışa dâhil olmuştur.111 sandalyenin 100’nü Kürtlere,5 sandalye Türkmenlere,1 sandalye Ermenilere, 5 sandalye de Hıristiyanlara ayrılmıştır.1129 adayın yarıştığı seçimlerde baraj uygulanmamaktadır. Parlamentoda grup kurma sayısı 5’tir.
Önceki seçimlerde "Kürt İttifakı" adı altında birleşen Kürdistan Yurt Severler Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) bu seçimlere ayrı listeler halinde katılma kararı aldı. KDP, KYB ve kısa sürede dikkatleri üzerine çeken ana muhalefet partisi Değişim Hareketi (GORAN-GUHERİN) arasında büyük bir çekişme yaşandı. Goran hareketi birçok şehirde KYB’yi geçmiştir.
Seçim sürecinde KDP’yi sarı, KYB’yi yeşil, Goran Hareketi’ni mavi ve Kürdistan İslam Birliği’ni de kahverengi renkleri temsil etti.
Seçimin Galibi Kim Olmuştur.
Tüm partilerin bağımsız girdiği bu seçimlere, Mesut Barzani’nin 110 yıllık partisi PDK (KDP) Kürdistan Demokrat partisi; oyların %53 ‘nü alarak birinci olmuştur. PDK, Kendisini milliyetçi, muhafazakâr ve demokrat parti olarak tanımlamaktadır.
KYB’den ayrılan ve liderliğini Noşirvan Mistefa’nın yaptığı Goran Hareketi, oyların %19’nu alarak KDP’den sonra ilk defa ikinci parti konumuna gelmiştir. Türkiye’deki AK partiyi ve ABD’deki Demokrat partiyi örnek aldıklarını söyleyen Değişim “GORAN” Partisi; “Petrol iki ailenin değil; Tüm Kürtlerindir.” Sloganı ile seçimlere girmiştir.
Liderliğini Irak Cumhurbaşkanı “Mam Celal”, Celal Telabani ‘nin yaptığı KYB (YNK) “Kürdistan Yurtseverler Birliği”, oyların ancak %14‘ünü alarak seçimlerde üçüncü olmuştur. 1970 yılından beri bölgede ilk defa bu kadar geri plana düşmüştür. KYB, Din ve Milliyetçilikten uzak bir parti anlayışı ile Avrupa’da ki sosyal demokratların kurduğu partilerin söylem ve tarzlarını benimsemektedir.
2009 seçimlerine ittifak ile giren İslamcılar,(Toplam % 4’e yakın oy almışlardı) Bu seçimlerde ise bağımsız ve ittifak yapmadan girmişlerdir. Kürdistan İslami Birlik Partisi (YEGİRTU) %8.04, Kürdistan İslami Topluluk Partisi (KOMEL), %5.41 oy almıştır. İslamcılar bu secimde oy oranını belirgin bir oranında artırdıkları gözlenmiş olup; bazı şehir ve kasabalarda üçüncü ve hatta ikinci parti konumuna yükselmişlerdir. Duhok’ta ikinci parti konumunda olmuştur. Diğer partiler ise %3 oranında rey almıştır.
Büyük şehirlerde Partiler, Nasıl Bir Oy Dağılımına Sahip Olmuşlar.
Başkent Hewlêr’de PDK birinci parti, GORAN ikinci parti ve YNK üçüncü parti olarak seçimi bitirdi. Dihok’ta, PDK birinci parti olurken, Kürdistan İslami Birliği ikinci parti ve YNK de üçüncü parti oldu. Kürdistan’ın ikinci büyük kenti Süleymaniye’de de YNK, birinciliği GORAN’a kaptırarak ikinci sıraya düştü, PDK burada üçüncü parti oldu.
Hewlêr’de PDK %51.1, GORAN Hareketi %15.81, YNK %13.33, Kürdistan İslami Birlik Partisi %7.67, Kürdistan İslami Topluluk Partisi %7.28, diğer partiler ise %4.81 oy aldılar.
Resmi olmayan sonuçlara göre Süleymaniye’de PDK %12.32, GORAN Hareketi %40.49, YNK %27.82, Kürdistan İslami Birlik Partisi %8.93, Kürdistan İslami Topluluk Partisi %8.93, diğer partiler ise %1.52 oy aldılar.
Dihok kentinde ise PDK %76.69 gibi büyük bir farkla ilk parti olurken, GORAN Hareketi %3.15, YNK %6.21, Kürdistan İslami Birlik Partisi %13.94 oranında oy aldılar.
Şiddet ve kaosun hâkim olduğu, insanoğlunun can ve mal güvenliğinin olmadığı Ortadoğu coğrafyasında: Kürtlerin Türklere; Türklerinde Kürtlere ihtiyaç duydukları aşikârdır. Bu vesile ile kadim kardeşlik geleneklerine bağlı kalınarak; ortak bir gelecek ile yeniden bu toprakların yaşam sahnesinde rol alacağımızın umudunu tüm kalbimle arzu ettiğimi ifade ediyor,
Vesselam herkese diyorum…
Tekin ORUÇ
verdiğin bilgiler için tebrik ve şükranlarımı sunuyorum.