HİLMİ YAVUZ: ŞEN OLASIN MARDİN-2


Ünlü İtalyan şair ve romancı Cesare Pavese’nin ‘günleri değil, anları hatırlarız’ mottosu Hilmi Yavuzla beraber Mardin’de geçirdiğimiz o üç günü en iyi anlatan duruma işaret ediyor aslında. Bu anlar elbette ‘doluluk’la geçti. Ardında ince bir hüzün bırakarak. Olvido adlı muhteşem şiirinde Ahmet Muhip Dıranas’ın ‘ aşklar uçup gitmiş olmalıbir yazla / halay çeken kızlar misali kolkola’ satırlarındaki hüzün gibi.
 
Cuma akşamı İstanbul Atatürk Havaalanından ben, Hilmi Yavuz, Sakine Korkmaz, Olcay Ökmen, Makbule Yıldızoğlu ve Şahabettin Tugay Diyarbakır’a uçuyoruz. Sakine’nin koltuğunun altında, bir tomar haline getirilmiş yığınla kitap eki görüyorum. TÜYAP’tan gelmişler. Hilmi Yavuz kitap eklerini tek tek ve dikkatlice okuyor. Ben usulca yanlarına varıp,
 
-          Herhangi bir isteğiniz var mı soruyorum. Yavuz güleç bir yüzle.
-          Teşekkürler, oğlum diyor. Yerime dönüyorum.
 
Diyarbakır'a karanlık çökünce varıyoruz. Gençlik Spor İl Müdürlüğünün tahsis ettiği minibüsle Mardin’e hareket ediyoruz. Bu yoldan defalarca geçtim. Yolun iki yanında karanlık tek tük evlerin ışıklarıyla açılsa da, Mardin’e kadar sadakatle eşlik ediyor bize. Çınar’a girer girmez, Cengiz Aydın’ın telefon numarası beliriyor blackberry’nin ekranında. Serdar Bedii Omay Hocanın Hilmi Yavuz’u çaya beklediğini iletiyor Cengiz.
 
Hilmi Yavuz,
 
-          Olur, önce Serdar’ı görmek isterim, deyince rotamız belli oluyor.
 
Serdar Hoca, Hilmi Yavuz’u kapıda karşılayıp ellerinden öpüyor. İçerde Hilmi Yavuz’un öğrencilerinden Ibrahim Halil Baran ve Artuklu’da Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Beyhan Kenter bekliyorlar. Hilmi Yavuz’un hep sitayişle bahsettiği Ercan Yılmaz Sakarya’dan otobüsle gelmiş. Gençlik ve Spor Müdürümüz Mustafa Kuzu, ki kendisi kalibresi yüksek bir edebiyatçıdır,, üniversitenin genel sekreteri Cengiz Aydın vs. vs. hepsi gözleri ışıl ışıl. Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay’ın Hiilmi Yavuz’a gösterdiği alaka ve hürmet olağanüstü. Sonradan, “ ben edebiyatı Hilmi Yavuz’dan öğrendim” itirafını öğrenince, nedeni anlaşılıyor. Çaylar içililip envai çeşit kekler, bal, kuru incir ve kayısıların taamına bakıldıktan sonra Hilmi Yavuz, Sakine Cansız ve Ercan Yılmaz’ı alıp Tur Abdin oteline bırakıyoruz. Epey yorgunlar ve dinlenmeleri gerekir.
 
Sabah 11 civarında Midyat’a gidiyoruz. Kadim Mor Gabriel manastırını özellikle görmek istiyor Hilmi Yavuz. Manastırı gezerken rehberin anlattıklarına epey bilgi ilave ediyor Hilmi Yavuz. Gezi ekibinin hayret bakışları altında. Özellikle Orta Çağ’da Arap alimlerin Süryani kültürüne katkılarından bilgiler veriyor ki, rehber de bunları bilmiyor. Metropolit hazretleriyle çay içiyoruz.Samuel Aktaş hayatımda gördüğüm en inanılmaz din adamlarından biri. Hatta bir numarası. Tam anlamıyla bir gönül adamı. Aldırmaz ve kalender ruhlu. Midyat kaymakamı Oğuzhan Bingöl’den hayırhah sözlerle bahsediyor. Hilmi Yavuz ‘bu kaymakamı görelim’ diyor. Emir telakki edip gidiyoruz. Ve Pavese'nin bahsettiği,  yolculuğun kesinlikle en inanılmaz ve büyüleyici ‘an’ı teşekkül ediyor. Oğuzhan Bey, Hilmi Yavuz’a hitap ederken kullandığı olağanüstü ince üslup merhum babası da kaymakamlık yapmış Yavuz’u nerdeyse ağlama raddesine getiriyor. Yaşanan bu hisli an’ı Sakine Korkmaz bana daha sonra detaylı bir biçimde anlatıp açıklıyor. Belki de Oğuzhan Bey’de babası Hikmet Yavuz’un ‘feda-yı nefs’ini görmüştür.
Ertesi gün Mardin Gençlik ve Spor İl Merkezinde 50 öğrenciye Karataş Erkek Lisesindeki lise yıllarını anlatıyor. Peşpeşe sorular geliyor ve ben ‘moderatörlük’ taslayarak soruları engelliyorum. Rektör Hoca’nın vereceği öğle yemeğine geç kalmamak için. Sonradan öğrencilerin büyük tepkisini çekiyorum ve pişman oluyorum. Keşke çocuklar istedikleri soruların hepsine cevap alsalardı fakat bir mümkün değildi.
 
Yemekte Hilmi Yavuz’a Ehmede Xanî’nin bir mülemmasını okuyorum:
 
Ente fikrî fî fûadî ente rûhî fil cesed
Leşkerê xemhayî to mulkê dilem wêranî kerd
Dade geldim ‘eşk elinden isterım senden meded
Wan Tataran birne yexma eql û dîn û mulk û mal 
 
Şiirsel imgeye hayatını vakfetmiş Hilmi Yavuz mülemmanın ilk dizesini fevkalade beğeniyor. Fakat ben okurken ‘eql’ı, ‘ekl’ gibi okuyunca Mamoste Kadri Yıldırım’dan sert bir ‘düzeltme’ yiyorum.
 
Veda vakti. Üç sıralarında Hilmi Yavuz’u, Ercan Yılmaz’ı ve sevgili asistanı Sakine Korkmaz’ı uğurluyoruz. Hilmi Yavuz’un veda cümlesi olağanüstü,
 
İşte geldik gidiyoruz
Şen olasın Mardin.
YORUM EKLE