Michael Binyon imzalı analiz şöyle devam ediyor: ’Şiilerin hakimiyetindeki, bocalayan Nuri el Maliki hükümeti, artık hiçbir şekilde Kürtlere otoritesini dayatacak ve açık piyasada petrol satmasını engelleyebilecek durumda değil.
Kürdlerin eski, güçlü düşmanı Türkiye, Kürdistan’ı şimdi yaşamsal önemde bir istikrar tamponu ve potansiyel bir ekonomik ve siyasi müttefik olarak görüyor.
Erbil’deki birçok kişi Başbakan Neçirvan Barzani’den IŞİD’in zaferi ve Bağdat’taki panik halinden yararlanarak, eski Osmanlı topraklarında İngilizler ve Fransızlar tarafından çizilen sınırları yeniden belirlemesini ve Irak devletinden ayrıldıklarını ilan etmesini istiyor.
Bu kişiler, Batı yatırımlarıyla güçlenen ekonomisi, siyasi istikrarıyla Kürdistan’ın kendisini rahatlıkla savunabileceğine ve Batı tarafından bir ılımlılık vahası olarak kabul göreceklerini savunuyor. Bununla birlikte böyle bir adım riskli olur. Maliki Hükümeti ayakta. Binlerce Şii savaşçı Maliki’nin yardım çağrısına olumlu yanıt verdi. Bir İranlı generalin Irak ordusunu seferber etmek için Bağdat’a geldiği söyleniyor.
Amerikalılar yardım önerdi ve bölgeye savaş gemileri gönderiyor. Kürdlerin, Irak hükümetinin doğrudan petrol ihraçlarını engelleme girişimlerini durdurabileceği beklentisi de boşa çıkabilir
Ne Bağdat ne de IŞİD ve diğer cihatçı gruplar dahil Iraklı Sünniler, Kürtlerin bağımsızlığını kabul etmeye hazır.
Kürd liderlerin kaybedebileceği çok şey var. Cihatçılarla savaşmak ve Bağdat’a meydan okumak bölgenin istikrarını tehlikeye atabilir. İzlenecek olası politika iki tarafın da zayıflaması umuduyla cihatçılar ve Bağdat’la çatışmaya girmekten kaçınmak olabilir.’ (r.z)
http://www.basnews.com
Güncelleme Tarihi: 16 Haziran 2014, 12:50