BİR TOPLUM İNTİHAR EDİYOR
Ne kadar acı zamansız, karanlık yolculuklara çıkmak.Gencecik bedenlerin ömrünün baharında yok olması, sonsuz boşluklarda boğulmak.Emanet canın katili olmak, kendisini olduğu gibi başkasına anlatamamak, dışlanmak, toplumla sürekli çatışmak çaresizliklerin en büyüğü olsa gerek.Bile bile ölüme sürüklenmek.Bireyi hayata döndürecek acil yardım mekanizmalarının devre dışı kalması ne kadar acı değil mi? Belki de intiharın eşiğindeki kişi son ana kadar uzanacak sıcak bir dost eli bekliyordur.Günlerce, haftalarca, yıllarca, bir ömür….
Çok mazbut bir hayat yaşarken ölümle burun buruna gelmek! Yabancı olduğu korkunç duygulara teslimiyet göstermek! Çoğalan sorunlara çözüm bulma noktasında bırakın profesyonel yardımı, amatör yardımdan bile mahrum bırakılmak, hayat sahnesinde dublörü olduğu rollerin karmaşasında kaybolmak.Var olan benliğini aramak, tüm alternatiflerden yoksun yaşamak elbette insan olan birine büyük bir yük olsa gerek.Bütün bu yükü boşaltacak bir liman bulamamak, denizde alabora olmaya benzer.Kendini yeniden yaşama adapte etme, son bir ümitle hayata sıkıca bağlanmak, sıkıntıları bertaraf edecek gücü ve iradeyi tesis etmek önemli olsa gerek.
Bir intihar furyası almış başını gidiyor.Elverişsiz yaşam koşulları, ailevi problemler, toplumsal dışlanmışlık, psikolojik baskı, alkol ve madde bağımlılığı gibi etkenler intiharın öncü sebeplerinden sayılabilir.
Çoğu sosyolog nedenin bireyin toplumdan kopuk yaşaması yani toplumun birey üzerindeki etkisini hissettirememesinden kaynaklı olduğu görüşüne varmışlardır. Durkheim, intiharın toplumsal olmayan nedenleri üzerinde durmuştur.İntihar olaylarına bu pencereden bakmıştır. Durkheim’e göre akıl hastalığı, alkolizm, ırk gibi özellikler ile intihar arasında ters ilişki vardır.Kadınlarda akıl hastalığı sık görülmesine rağmen, erkeklerde intihar vakaları daha fazladır 21.Yüzyılda ise intihar olaylarına baktığımızda genelde 18-25 yaş arası genç kızlarda bu eğilimin fazlalaştığı görülmektedir.
Japonlar’ın intihar konusunda ülkemizin geleneklerine ve dine bağlılıklarından dolayı yardım aldığını duyunca çok şaşırmıştım.Dünyanın bilgi ve teknolojisini üretiyorlar ama intiharın önüne geçemiyorlar.Bu da gösteriyor ki maddiyat insanı doyurmaya yetmiyor. Maneviyatını doyurmak, iç dünyasını huzura kavuşturmak önemlidir.Hatta Japonlar bunun için özel bir bakanlık kurup, Türkiye’de işin uzmanı psikolog, sosyolog ve din adamlarından yardım alıyorlar.Dine ve aile bağlarına sadakatten dolayı bizde intihar olayları az.Ama medyanın olumsuz etkileri, çevre şartları bizim gençleri hayli etkiliyor.Son dönemlerde intihar olayları çoğaldı.Bu da aile bağlarımızın zayıfladığı ve dinin gereklerini yerine getirmediğimizin işaretleridir.
Dünyada intihar istatistiklerine baktığımızda üçte birinin 60 yaş ve üzerinde olduğunu görmekteyiz. Bizde ise 25-35 yaş aralığında olduğu görülmektedir.
Dinimizde intihar bir cinayettir.Hatta başkasını öldürmekten daha kötü bir şekilde algılanmaktadır.Emanet verilen canı, ancak Allah alır, kul alamaz.Senin tasarrufun söz konusu olamaz.
Her ebeveyn çocuğunu iyi bir şekilde yetiştirmek ister.Çocuğundan beklentilerinin yüksek olması dolayısıyla aile, okul ve çevre üçgeninde nasıl bir strateji geliştirip, adaptasyon sağlayacağı önem arz ediyor.Çocuk hangisinin etkisinde kalırsa o tarafa meyli artar.Taraf olduğu ortamın kültürünü benimser.Ailede şiddet varsa, çocuk uzaklaşır.Aidiyet duygusu zayıflar.Ait olduğu grubun davranış ve söylemlerini sergilemeye başlar.Bu durum okulda da akademik başarısına yansır.Bu durumdaki bireyin toplumda varlığını hissettirebilmesi için değişik yollara başvurması gerekmektedir.Dikkati kendisine çekmek için şiddete başvurur ve tehlikeye atlar.Huzurlu ve mutlu bir ailede yetişen çocuk bunu çevresinde, okulda ve hayatının her karesine yansıtır.”Mutlu aile, mutlu toplum” demek yanlış olmaz herhalde.Huzurlu bir toplumun tohumu ailede atılır.Sürekli desteklendiğini gördüğü andan başlayarak, yaşamın her safhasına bunu yayar.İnsanları mutlu etmek için çabalar.Toplumun sosyo-ekonomik yapısına katkıları artar.
İntihar olaylarının çoğalması toplumun iflas ettiği ve iletişimin bitme noktasına vardığının emareleridir.Kendini intihar ile cezalandıran kişi aynı zamanda ailesini ve toplumu da vicdan muhasebesiyle baş başa bırakmıştır.Nasıl ki devletin refah düzeyini dengeleme, sosyal sigorta destekleri gibi amaçların yanında, intihar olaylarının nedenlerini, kaynağını bulmak ve tedbir almak ihtiyaç duyan kişilere profesyonel yardımları sağlamak da elzemdir.Yeni bir birim kurulmalı, olgunun sebepleri ve çözüm yolları üzerinde odaklanmalıdır.Nasıl uyuşturucu ve diğer toplumsal olaylarla mücadele ediliyorsa, intiharı önlemek için de gerekli adımlar acilen atılmalıdır.Aksi durumda iyi bir nesil yetiştirmek ve iyi bir düzen, barış, huzur ortamı vaat etmek ütopyadan ileri gitmez.
Her ölen insanın bize verdiği mesajlara dikkatle bakmalıyız.Ölümlerin toplumda yarattığı kalıcı izler ve insanlığın alacağı dersler olmalı elbette.İntihar etti ne yapalım, etmeseydi mantığı toplumda yayılırsa bunun örnekleri toplumda artacaktır.
Toplumsal dibe vurmuşluğun emareleri varken, ekonomik büyüme, küreselleşme, bilgi seviyesini artırma, eğitim kalitesini artırma gibi göstergelerin hiçbir anlamı olmasa gerek.İntiharı lokalize etmek yani bireye mal etmek yanlış olur.Bunun toplumsal bir sorun olduğu unutulmamalıdır.Sebeplerini toplum içinde aramak akıllıca olur.Acıdan, problemlerden kurtulmanın en kısa yolunu intihar olarak seçenler ellerinde seçenek kalmamış kişilerdir.Dünyadaki tüm umutları tükenmiştir.Gözümüzün önünde cereyan eden intihar vakalarına seyirci kalınmamalı, insanlığın henüz bitmediği ve insanları yaşatacak iyi bir gelecek armağan etmek için geç olmasa gerek.
Kitle iletişim araçlarına ve medyaya büyük görevler düşmektedir.Sık sık intihar ile ilgili film, reklam veya haber yerine insanları bu konuda eğitici ve bilgilendirici programlar yapmaları gerek.
En çok intihar vakalarını yaşandığı ülkelere baktığımızda Müslüman ülkelerin azınlıkta olması din faktörünü ön plana çıkarmaktadır.Huzur ve barışın olduğu, ölüm, acıların olmadığı bir dünya dileğiyle;
toplumsal sorun olduğu net tş hocam