CHP'den yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun The Wall Street Journal'ın sorularını yanıtladığı belirtildi.
Yerel seçimlerde genel seçime göre AK Parti oylarında bir düşüş olduğunu ancak bunun bekledikleri oranda gerçekleşmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türk toplumunun iktidarı kendi ekonomisiyle özdeşleştirdiğini savundu.
Toplumun, "ekonomide ciddi bir kırılma olmazsa istikrarın sürmesinden yana bir tavır takındığını" vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Nedeni de çok borçlu olması ve AKP'nin 'CHP gelirse faizler ve dolar yükselir. Siz bu borçların altında kalırsınız' propagandası. Gerçekten de kendine göre tutarlı ama bize göre son derece yanlış bir propaganda yapıyor. O propagandanın da şu veya bu şekilde tuttuğunu görüyoruz. Çünkü yurttaş borçlu ve bir şekilde kendisini riske atmak istemiyor" açıklamasını yaptı.
"Siz tümüyle olayları yolsuzluk üzerine inşaa ettiniz" şeklinde seçimdeki üsluplarına yönelik yeni yeni eleştiriler geldiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şimdi siyasal iktidarın bu kadar kapsamlı yolsuzluk yaptığı bir durumda ana muhalefet partisi olarak bizim sessiz kalmamız çok yanlış olurdu. Bu bir demokrasi ayıbı olurdu" görüşünü savundu.
Milletvekili adayları ön seçimle belirlenecek
"CHP eleştirir ama hiçbir proje üretmez" şeklinde bir algının yer aldığını bunun da yanlış olduğunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, sadece insana yönelik değil, "saydam devletin" oluşumuna yönelik de projeleri olacağını ve bunları halka anlatmaya devam edeceklerini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine sadece CHP'lilerin oy verdiği bir parti olmak istemediklerini daha geniş kitle temsilin olduğu bir yapıyı kurmak istediklerini vurgulayarak, "Böyle bir yapı içerisinde seçimlere gideceğiz. Ön seçim ile belirlenecek milletvekili adayları" açıklamasını yaptı.
Siyasi Partiler Yasasının partiler arası işbirliğine izin vermediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partiler bazında işbirliğine yönelik, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir olasılıkla o olabilir. Zaten iki turlu bir seçim. İlk turda yüzde 51 aşılmadığı zaman ikinci turda ister istemez bu birliktelik kendiliğinden olacaktır. Bizim kafamızda da birkaç isim var. Ama takdir ederseniz şimdi deklere edecek birşey yok" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin "ilk turdan işbirliği ihtimaline" ilişkin de "Onu biraz zaman gösterecek. Önce şu noktada bizim bir uzlaşmamız lazım. Siyasi kimliği çok öne çıkmamış, bir partiye olan aidiyeti çok öne çıkmamış ama toplumun her kesimini kucaklayan, iyi eğitim almış, yabancı dil bilen dünyayı ve Türkiye dengelerini iyi bilen bir kişi üzerinde uzlaşırsak birinci turda da olabilir tabii" dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi
Ankara'daki seçimler için YSK'ya itirazlarını yaptıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, seçimlerde haksızlıkların olduğunu bildiklerini, tümünün dikkate alınırsa dengelerin değişebileceğine inandıklarını söyledi.
Demokratik yollardan mücadeleyi sürdüreceklerini de ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu daha başlangıç. Bugüne kadar sokaklara inmedik. İnmeyi de pek düşünmüyoruz. Ama istiyoruz ki devletin kurumları yansız çalışabilsin. Yargı olabilir, yasama ve diğer kurumlar da olabilir. Bunlar tüm topluma hizmet etmeliler. AKP'nin arka bahçesine dönüşmemeliler" görüşünü dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, Başbakanın "balkon konuşmasına" ilişkin de "Ülkenin medya kurumlarını, demokratik kurumlarını bir başbakan ilk kez tehdit etti. O tehdide boyun eğmeyeceğiz" değerlendirmesini yaptı.
Başka bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, seçimlerde kaymaların sadece MHP'den CHP'ye olmadığını, Manisa örneğinde olduğu gibi CHP'den MHP'ye de olduğunu belirtti.
AK Parti seçmenine nasıl uşabileceklerine yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bunu ne kadar artırabileceği konusunda sosyolog arkadaşlardan bir isteğim oldu. Erdoğan muhalefetin söylemlerine tümüyle kapalı bir taban oluşturdu. Belli bir taban bizim söylemlerimizi dinlemiyor bile. Tek kanaldan besleniyor. O taban da Erdoğan. Şimdi bizim onların bizi dinleyebilecekleri kanallar açmamız gerekiyor ve bunun için çalışmamız gerekiyor. Bunu çözecek olan da sosyologlar. Biz o kitlelere nasıl kendi fikirlerimizi aktarabiliriz konulu özel bir çalışma yapıyoruz. Bir ay içinde sonuçlanır. Biz de tahmin ediyoruz oralara nasıl ulaşacağımızı. CHP örgütlerinin de buna hazır olması lazım. Sadece genel başkanın ve yardımcılarının söylemleri değil, il başkanı ilçe başkanının da bu bağlamda o kitlelerle ilişki kurarken belli bir üslubu yakalamaları gerekiyor."
"Kürtlere yeteri kadar güven vermediğimiz kanısındayım"
CHP'nin yüzde 1'in altında kaldığı yerlerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Kürtlere yeteri kadar güven vermediğimiz kanısındayım" ifadesini kullandı.
Bölgeye ilişkin çok güzel söylemler geliştirdiklerini de açıklayan Kılıçdaroğlu, "Bizim o bölgedeki tabanımız, geçmişte bizim taban BDP'nin içinde. Bir de böyle bir gerçek de var. Biz olabildiğince o bölgeye çok fazla gittik. Yeni projelerimizle gittik, öneriler götürdük. Diyarbakır ve Hakkari'de yokuz. Kars, Ardahan, Elazığ, Adıyaman'da aldığımız sonuçlar fena sayılmaz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir soruyu yanıtlarken de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçileceğini düşünmediğini, BDP'nin seçimde bir destek vereceğini de sanmadığını sözlerine ekledi.