Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, 7 Haziran seçimleri sonrasında yaşanan çatışmalı sürece dikkat çekerek Mehmet Akif Ersoy’un ‘Ya Rab bir hilal uğruna ne güneşler battı’ sözünü ‘Ya Rab bir iktidar uğruna ne güneşler battı’ şeklinde değerlendirdi.
Mardin Büyükşehir Belediyesi, Midyat ilçe muhtarları ile Midyat Matiat Otel’de bir araya gelerek 3’üncü istişare toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk, HDP Mardin Milletvekili adayları Enise Güneyli, Gülser Yıldırım, Ali Atalan, HDP Diyarbakır Milletvekili adayı Altan Tan, DBP, HDP Mardin il ve Midyat ilçe yöneticileri, Belediye çalışanları, muhtarlar ve çok sayıda kişi katıldı. Toplantıda ilk sözü alan HDP Diyarbakır Milletvekili adayı Altan Tan, muhtarlara seslenerek bölgede yaşananları muhtarların kendilerinden daha çok bildiklerini bu yüzden de onları anlatamaya gerek olmadığını belirterek biraz daha mahalli konular üzerinde durmak istediğini belirterek söze başladı. Tan, şuan Midyat ilçesini Türkiye’nin yanı sıra bütün dünyaya örnek bir yer olarak gösterdiklerini ifade ederek “Çünkü burada üç din var. Müslümanlık, Hristyanlık ve Êzidîlik var. Ve üç Kürtçe, Türkçe, Süryanice olmak üzere üç dil var. Bunun yanı sıra bu dinlerin arasında da kendilerine göre mezhepler var. Demek oluyor ki bu kadar farklı din ve mezheplere sahip halklar yüzyıllardır bu topraklarda beraber yaşıyorlar. Yani bizler beraber barış içinde yaşayabiliriz. Evet kavga ettiğimiz günlerde oldu. ama barış içinde yaşadığımız günler daha çok oldu. Genel olarak bu halklar beraber barış içinde yaşayan halklardır. Bizler geçmiş hayatı beraber devirdik. Burada yaşayan halkların oyunları da, folklorları da aynı şekildedir” şeklinde konuştu.
“Yaşananları asla kavga ile bitiremeyiz. Türkiye’ye yumuşama lazım”
Konuşmasını Anavatan ve Doğru Yol partileri döneminde devletin politikasına dikkat çekerek devam eden Tan, o dönemlerde de hükümetin bir kısım ağaların ve beylerin arkasına sığınarak halkı sindirmeye çalıştıklarını söyledi. Tan, ardından İslami bir kadronun başa geldiğini ve bu İslami kadronun ilk başlarda bir şeyleri düzeltir gibi göründüğünün altını da çizerek “Ama maalesef öyle bir noktaya geldi ki Tayyip Erdoğan önce bütün gruplarla tartıştı. Sonra cemaatle, sonra İran, Suriye ve Rusya ile kavga etti. Şimdi Abdullah Gül ve Bülent Arınç’la kavga etti. Demek ki bu kavga ile çözülemez. Bu kavga ile bir yere gidilemez. Türkiye’ye yumuşama lazım ve demokrasi lazım. Aynı şekilde bunun Ortadoğu’ya da taşınması gerekir. Eğer bugün AKP doğru bir çizgiye gelse ve bütün halkların bütün haklarını tanıyorum dese ben bugün hemen milletvekilliğinden çekiliyorum ve oyumu da onlara veriyorum.Yani bir kan davası yok bir hukuk davası var” dedi. Tan, salonda bulunan muhtarların yanı sıra İlçede yaşayan ve kendilerinden uzak duran kesimlere de seslenerek sözlerini
“Eğer korkularız varsa gelin beraber konuşalım. Çünkü bu memleketi beraber yöneteceğiz. Bu soğuklukla, bu mesafe ile devletin yanlış politikalarına alet olmakla bu devleti huzura götüremeyiz” şeklinde sonlandırdı.
Tan’ın konuşmasının ardından söz alan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ise konuşmasına belediye çalışmalarına ilişkin bilgi vererek başladı. Türk, çalışmaları kısaca değerlendirmesi sırasında yeni ve borçlu bir şekilde aldıkları bir belediyenin yönetmenin de zorluğuna dikkat çekerek yüzyıllardır Mardin ve ilçelerinde herhangi bir çalışmanın da olmadığını söyledi. Hizmetin kendi işlerinin olduğunu ancak imkanların istekleri ve talepleri yerine getirebilecek kadar kimi zaman mümkün olmadığını sözlerine ekleyen Türk, Midyat İlçesi’nde yaşanan arsa sıkıntılarından kaynaklıda istenilen bir çalışma yürütülmediğini aktardı. Türk, tüm bu imkansızlıklara rağmen kısmi olarak yapılan çalışmalara da vurgu yaparak “Ancak buda bir gerçek ki devlet bugün bu topraklara başka bir şekilde bakmaktadır. Sizlerde biliyorsunuz ki adeta hizmet götürmememiz için her türlü oyunu yapmışlardır. Fakat bizler tüm bunlara rağmen imkanlar dahilinde çalışma yürüttük. Bunun yanı sıra rüşvete ilişkin bir tartışma duyarsanız gelin yüzümüze tükürün. Halkımız bu konuda bizi denetlemeli. Eksiklikler ve yanlışlar olabilir. Benim kadromda bir yetersizlik olabilir. Ama biz bunun önüne geçmek için beraber çalışmalıyız” dedi.
“Ya Rab bir iktidar uğruna ne güneşler battı!”
Konuşmasını 1 Kasım’da yapılacak seçimlere ve Ortadoğu’da yaşananlara dikkat çekerek devam eden Türk, “Evet bugün baktığımız zaman Ortadoğu ve Türkiye’de çok kirli oyunlar oynanıyor. 7 Haziran seçimi ile Kürtler önemli bir mevzi kazandı. Başarlı bir seçim çalışması yaptı. Bunu yaparken sadece Kürtler oy vermedi. Vicdan sahibi Araplar, Kürtler, Türkler ve Süryaniler bu demokrasi mücadelesine destek verdi” dedi. 7 Haziran seçimi ile HDP’nin böylece Ortadoğu ve Türkiye’de büyük bir aktör olarak yerini aldığını belirten Türk, HDP’nin olmadan Türkiye’de kalıcı bir barışın ve demokrasinin de gelemeyeceğini söyledi. Türk, bütün dünyanın da bunun farkında olduğunu ifade ederek bunda da halkların fedakarlığının çok önemli olduğunu aktardı. Bütün dünyanın Kürtsüz bir Ortadoğu’nun asla düşünülemeyeceğini bildiğini ve demokrasi isteyen güçlü bir halkın da iktidar tarafından susturulmaya çalışıldığının altını çizen Türk, “İktidar artık toplumu kontrol altına almak için çalışmaktadır. Bunun içinde her türlü oyunu denemektedir. Toplumu bir bütün olarak hakimiyeti altına almaya çalışıyor. İşte bunun adı faşizmdir. Bugün iktidar uğruna faşizm bir diktatörlük uygulanıyor. O zaman biz bunlara dur demediğimiz zaman bir felaketle karşı karşıya kalırız. Barış sürecinde Kürt halkı barışın kalıcı olması için her şeyi yaptı. Ama bu çatışmalı süreci mimarı Sayın Erdoğan’dır. Bizim makam, mevki ile bir derdimiz yok. Bizim için on tane milletvekilinin fazla yada eksik olması da önemli değildir. Bizim mücadelemiz demokrasi mücadelesidir. Eğer Sayın Erdoğan, 1 Kasım seçiminde istediği sonucu alırsa demokrasi isteyen kesimi sindirdiğini düşünerek çatışmaları artıracak. Bizler bu oyunu bozmalıyız. Mehmet Akif Ersoy ‘Ya Rab bir hilal uğruna ne güneşler battı’ demişti. Evet bizlerde diyoruz ki ‘Ya Rab bir iktidar uğruna ne güneşler battı’. Bu bir seçim değil, bu gerçekten onurumuza sahip çıkmadır. Türkiye’nin bölünmesi için değil bütünleşmesi için mücadele etmeliyiz. Kölelik statüsünü asla kabul etmemeliyiz” şeklinde konuştu.
Sözlerinin sonunda bölge valilerine de dikkat çeken Türk, bölge valilerinin bazı karakollarda muhtarları toplayarak toplantılar gerçekleştirdiğini ve adeta kendilerini tehdit edercesine konuşmalar yaptıkları söyledi. Türk, bu ülkede mücadeleleri ile demokrasiyi kalıcı hakle getireceklerini belirterek “Halkın iradesinin önünde hiçbir güç duramaz. 1 Kasım’da bu valilerden de bu kaymakamlardan da halk hesap soracak. Kendinize güvenin. Biz birlikte bunu başaracağız” dedi.
Yapılan konuşmaların sonunda Bağımsız Midyat Belediye Meclis üyesi Metin Kutlu’ya HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan tarafından HDP rozeti takıldı.
ferat 9 Yıl Önce
Ahmet bey k.tepe ilçemizde önce adam akilli belediyecilik hizmetlerinizi görelim vatandaşlar olarak sonra konuşun.Kürtleri chp zihniyetine mahkum ve benzetme sevdaniz nerden geliyor.