Ziraat Mühendisler Odası Mardin İl Temsilciliği şu açıklamalarda bulundu;
İlimizde sulu tarımsal üretiminin tamamı (Nusaybin Çağ çağ sulama bölgesi hariç) yer altı sondaj kuyuları ile yapılmaktadır. İlimizde kayıtlı 4000’e yakın sondaj kuyusu bulunmaktadır. Üreticilerimiz tamamen kendi olanakları ile yaptıkları sondaj tesisleri ile üretim yapmaktadırlar. Sondaj kuyularının tamamı elektrik enerjisi ile çalışmaktadır.
Mardin’de tarımsal üretimin büyük bölümünün tarla tarımı şeklinde yapıldığı bilinen bir gerçektir. Ekonomimizin ağırlığı tarım ve tarımsal sanayiye dayanmaktadır. Mardin ekonomisinin temel dinamiği olan tarımsal üretimde her ne kadar ilerleme sağlansa da, üretim sorunları sürekli artmaktadır.
Bilindiği gibi Mardin’de tarımsal üretim 1990’lı yıllardan itibaren artarak suyla tanıştı. Önceleri kuru tarım şeklinde yapılan üretimde birim alandan alınan verim, sulu tarıma geçişle 2-3 katı artmıştır. Bu beraberinde Girdi kullanımını arttırırken,tarımsal ticaret potansiyelini ve pazarını da arttırmıştır.Tarım piyasası ve sanayisi üretim miktarının artışıyla paralel olarak sürekli artış göstermektedir.Yüksek oranlarda Girdi maliyetleri üreticiyi zorlamakta,verimin düşük geldiği veya ucuz piyasa fiyatlarıyla satıldığı yıllarda artmaktadır.
Entansif (Yüksek girdili) tarımın gereği olan yüksek Girdi maliyetleri çok da yadırganacak bir olgu değildir. Ancak Girdilerin kendi arasındaki maliyet oranları çok fazla değişken olmamalıdır. Tohum, gübre, işçilik v.b maliyetlerin üreticinin alım gücüne uygun olmalı ve de üretici bu Girdilere ne kadar ödeme yapacağını üretim başlangıcında –tahminen-bilmelidir. Ekim sezonun da tüm Girdilerin fiyatı oluşmaktadır.Mazot,Demirbaş v.b gibi Girdiler sezonda farklı fiyatlarla üreticinin karşısına çıkmasına rağmen,bu üretici tarafında tolere edilebilmektedir.
Elektrik enerjisi kullanımı ise bu alanda tamamen farklı bir durum arz etmektedir. Üretici tüm girdi maliyetlerini-tahminen- bilmesine rağmen elektrik enerjisi giderini tahmin bile edememektedir. Üretimde kullanılan bir pompaj kuyusuna bir yıl 3-5 bin TL fatura gelirken, aynı kuyuya bir sonraki yıl 25-30 bin TL fatura gelebilmektedir. Dahası yüz binlerle ifade edilen faturalar bile görülebilmektedir, Bu tutarsızlık üreticiye büyük zararlar verirken, üretici de bu faturaları ödemekten imtina etmektedir. Özetle çiftçi büyük bir borç yükü altına girerken TEAŞ’ta tahsilât yapamamaktadır.
Elektrik fiyatının tarımsal üretimde çok pahalı olması ayrı bir sorundur. Tarımda kullanılan elektrik fiyatına mutlaka bir sübvansiyon uygulanmalıdır. GAP Mardin kanallarının yakın bir tarihte biteceği de göz önüne alınırsa, çiftçinin birikmiş borç yükünden kurtarılması zorunludur.
Sulama sezonunun ortasında elektrik kesintileri ve salınımları had safhadayken ve buna çözüm arayışına girmemiz gerekirken, sorunu sadece kaçakla mücadeleye indirgemek çok ta gerçekçi bir durum değildir.
Kamu görevlilerinin görevini yapmasına kimsenin itirazı olmaz. Ancak mantıklı ve adaletli uygulamalar her zaman ihtiyaç duyduğumuz uygulamalar olmalıdır.
Kaçak kullanımını ortadan kaldırmak elektrik sayaçlarını değiştirmekle, güvenlik güçleri eşliğinde köyleri gezmekle olmaz. Devlet ve tarım üreticisi arasında güven bunalımı yaratmakla hiç olmaz. Bu uygulama tarımsal üretimimizde daha fazla sorunu beraberinde getirebilmektedir.
İlimizin de içinde bulunduğu Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş (DEDAŞ) yakın zamanda özelleştirilmiştir. Özelleştirme kapsamına giren bölge dağıtım sistemi altyapı, kaçak kayıp gibi durumlarda büyük eksiklikler taşımaktadır. Özelleştirme sürecinin sağlıklı geçişle yapılabilmesi için bazı iyileştirmeler yapılmalıdır. Tarım Üreticisinin biriken elektrik borcunun bu anlamda yeniden yapılandırılması zorunlu hale gelmiştir.
Tarımsal üretimde çok büyük etkisi olan bu üretim şeklinin sıkıntılarını şöyle sıralayabiliriz: Elektrik enerji bedelleri çiftçinin toplam üretim gelirlerinin büyük kısmına tekabül etmektedir. Elektrik bedeli tarımsal üretime yönelik hiçbir sübvansiyona tabi tutulmamaktadır. Üreticiye gelen faturalarda yıldan yıla çok büyük tutarsızlıklar ortaya çıkmaktadır. 380 volt enerji alması gereken pompaj makineleri düşük enerji nedeniyle çalışamamaktadır. Bunun sonucunda oluşan arızalara üretici büyük meblağlar ödemektedir. Elektrik dağıtım şebekelerinin çok eski ve bakımsız olması kayıp enerji miktarını artırırken bu fatura da çiftçiye yansıtılmaktadır. Bu nedenle sulu tarımda büyük verim kayıpları yaşanırken, üretici gelirinin büyük bir kısmını elektrik faturalarına ödemek zorunda kalmaktadır. Bunun yanında elektrik faturalarında dekar maliyeti ilden ile farklılık göstermekte, bölgemizde tarımsal alanda kullanılan elektrik maliyeti çok yüksek oranlarda seyretmektedir.
Son dönemde özelleştirilen Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş yetkileri ile sorunun çözümü için bazı formüller geliştirmektedir. Firmanın üç alternatifli çözüm önerileri ile üreticinin beklentileri birbirinde uzaktır. Ortak payda üreticinin ödeme gücüne hitap eden, yıllık ödemeli, ister trafo gücüne bağlı, ister dönüm bazlı bir ödeme şekliyle sağlanabilecektir. Bu da TEİAŞ, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. ile üreticilerin ve üretici birliklerinin ortak bir noktada buluşmalarıyla mümkündür.
Aklın yolu birdir. Tarım üreticisinin sağlıklı üretim yapma koşullarına sahip olması gerekir. Pahalı elektrik yüksek Girdi maliyetleri, kaos ortamı tarımsal üretimimize zarar vermektedir.