Türk: Tüm İnanç Ve Kimliklerin Özgürleşmesi İçin Mücadele Edeceğiz

MARDİN

Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş başkanı Ahmet Türk, “İnkar ve asimilasyon siyasetine karşıyız, tavrımızla duruşumuzla bugün bizimle birlikte yaşayan halkları kucaklama gibi bir sorumlulukla da karşı karşıyayız ve bunu da ispatlamak zorundayız. Tüm inanç ve kimliklerin özgürleşmesi için mücadele edeceğiz” dedi.

Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş başkanı Ahmet Türk, Kırklar Kilisesi’nde Metropolit Saliba Özmen’i ziyaret ederek Hıristiyan aleminin Noel Bayramını kutladı. Ayin sonrası kilisenin kabul salonunda yapılan bayramlaşmaya Artuklu Belediyesi Eş başkanları Sevinç Bozan ve Emin Irmak da katıldı.

Eş başkan Türk, burada yaptığı konuşmada, bütün inançların; halkların ortak yaşamasını, birbirini sevmesini ve gelecek kurmasını emrettiğini belirterek, “Bugün coğrafyamızda çok sıkıntılı bir sürecin yaşandığını hepimiz biliyoruz. Özellikle Mardin’i örnek olarak gösteririm. Süryanisiyle, Arapıyla, Ezidisiyle, Müslümanıyla, Kürdüyle bugün çok iyi bir insanlık tarihi oluşturmuştur. Ve bu insanlık tarihinde bu halklar zaman zaman sıkıntılar yaşamasına rağmen, her zaman birbirlerine sevgiyle, saygıyla yaklaşmışlardır. İnanıyorum ki bu inançları, kültürleri karşı karşıya getiren insanlar olmasaydı bugün daha güzel bir coğrafyada daha güzel bir kardeşliği, beraberliği sağlamış olurduk” dedi.

“ İnkar ve asimilasyon siyasetine karşıyız”

Türk, bütün inançların insanlığa ders ve yol gösteren inançlar olduğunu bu inançların herkes için kutsal olduğunu vurgulayarak, “Bu inançların kendilerini özgürce ifade etmeleri konusunda hepimize sorumluluklar düşüyor. Süryani halkı bu toprakların gerçek sahipleridir. Bu toprakların güzelleşmesi, insanlığa hizmeti için bu topraklarda medeniyetler, köyler, şehirler oluşturulmuş ve büyük bir çaba göstermişlerdir. Biz eğer çoğunluğa dayalı bir zihniyetle bu kardeşlerimizi farklı, ayrımcı bir politikayla karşılarsak tarihte, vicdanlarda bizi mahkum eder. Biz bu nedenle böyle bir anlayışın tarihin çöplüğüne atılması konusunda hep birlikte mücadele edeceğiz. Tüm inanç ve kimliklerin özgürleşmesi için mücadele edeceğiz. Eğer bugün Arap, Süryani kardeşlerimizi dışlarsak, o zaman bizi inkar edenlere karşı verdiğimiz mücadelenin hiçbir anlamı olmaz. İnkar ve asimilasyon siyasetine karşıyız, tavrımızla duruşumuzla bugün bizimle birlikte yaşayan halkları kucaklama gibi bir sorumlulukla da karşı karşıyayız ve bunu da ispatlamak zorundayız” diye konuştu.

 

“Medine sözleşmesi bütün halkların haklarını güvence altına almaya yönelikti”

 

Tarihin, geçmişin ve geleceğin herkesi sorgulayacağını dile getiren Türk, “Bugün Ortadoğu’da yaşanan kaostan, dramlardan hepimiz sorumluyuz. Bunların önüne geçilmesi için hepimizin bir şeyler yapması gerekiyor. Bunun cevabını vermemiz gerekiyor. Yaşanan vahşetin önüne geçmek için dualarımızla, diplomasiyle ve çok yönlü çalışmalarımızla bu vahşetin önüne geçmek için çabalamalıyız. Bugün Silopi’de, Cizre’de, Dargeçit’te, Nusaybin’de, Sur’da insanları sindirmeye, susturmaya, kimliklerini inkar etmeye yönelik çok büyük bir baskı ve vahşet yaşanmakta. Ve bu vahşeti toplumun gözünden kaçırmak için bazı kiralık medya ve kalemşorlar bunu farklı bir şekilde yansıtmaktadır. Keşke bugün Batı’da yaşayan Türk halkı gelip Sur’da, Nusaybin’de, Dargeçit’te, Cizre’de yaşanılanları görseydi. İnanıyorum ki düşünceleri değişecekti. Bu hükümetin halkı desteklemeye ve kurtarmaya yönelik yaptığı boş ve yalan politikalar ortaya çıkmış olacaktı. Biz barış, kardeşlik için mücadele edeceğiz. Sonuna kadar da bu anlayışla yürüyeceğiz. Türk, Arap, Süryani halkımızda kardeşimizdir. Bu kardeşlik projesini yaşama geçirmek için bütün çabamızı ortaya koyacağız. İnanıyor ve biliyorum ki halklar, inançlar bir birine düşman değil. İnançların yeryüzüne gelmesine öncülük etmiş Peygamberlerimiz bile bütün inançlara saygıyı öğretmiştir. Medine sözleşmesi sadece Müslümanların hakkını korumaya yönelik değil, bütün halkların haklarını güvence altına almaya yönelikti” dedi.

“Burada daha inanılır ve doğru şeyler yapacağız”

Seyidne’nin “komşunu sev” sözlerini hatırlatan Türk, “Komşusunu sev dediği zaman yalnızca Hristiyan, Müslüman komşusu için söylememiş. Komşun kim olursa ona yardım et, destek ol ve iyi geçin derken aslında mesaj çok açıktır. Birbirimizi anlayacak, destek verecek, birbirimizin duygularına, sıkıntılarına veya sevinçlerine katılacak bir duruş bizden bekleniliyor. Umut ediyoruz ki o günleri, geleceği, insanlığı yakalarız. Ben tekrar Hristiyan aleminin ve Süryani kardeşlerimizin bu kutsal bayramını kutluyorum ve inanıyorum ki biz burada daha inanılır ve doğru şeyler yapacağız” ifadelerini kullandı.

Özmen: “Herkes elini taşın altına atmalı”

Metropolit Saliba Özmen ise, bu bayram da bölgede ve Ortadoğu’da barışın, huzurun ve selametin hüküm sürmesi için dua ettiklerini belirtti. Özmen, yaşanan savaşların insanlar için çok kötü bir durum olduğunu ve bunu bertaraf etmek için herkesin elini taşın altına koymasının şart olduğunu dile getirerek, “Herkesin elini taşın atına koyması demek, barışın, sulh ve selametin gelmesi demektir. Onun için birisi duasıyla, birisi çalışmalarıyla, birisi politikasıyla bu dünyamızın iyi olması için çalışmalı” dedi. Özmen, yapılan ziyaret dolayısıyla Başkan Türk’e teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.