“Çok Dilli Hizmet” projesi kapsamında çalışmalarına devam eden Mardin Büyükşehir Belediyesi, bir ilke imza atarak çocuklar için Kürtçe, Süryanice ve Arapça dillerinde yazılmış 50 bin adet masal kitabının basımını gerçekleştirdi. Amaçlarının burada yaşayan tüm halkların kendi ana dilleriyle yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak olduğunu kaydeden Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ahmet Zirek, “Daha önce Mardin’de belediye yok muydu? Tabiki vardı. Ne yazık ki daha önceki belediyeler adeta burada ki halkları unutmuşlardı. Tek dilliliği ve tek kültürü yaşatmaya çalışmışlardır. Fakat bizler tüm halkların kendi dilleri ve kültürleri ile yaşama hakkına sahip olduğunu belirterek böyle bir çalışmaya başladık. Bu konuda da bir halkı en iyi anlatan ve onun varlığını temsil eden dili yaşatmak için çalışmalar yaptık” dedi.
Mardin’in özgün kimliği ve çok kültürlüğünü baz alarak “Çok Dilli Hizmet” projesi kapsamında daha önce belediye binasına astıkları Dört Dilli Tabela ve ardından açılan Çok Dilli Kreş ile çalışmalar yürüten Mardin Büyükşehir Belediyesi, proje kapsamında ilklere imza atmaya devam ediyor. Bu kapsamda Mardin Büyükşehir Belediyesi Kültür Turizm ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından çocuklar için Kürtçe, Süryanice ve Arapça dillerinde olmak üzere 50 bin adet masal kitabının basımı gerçekleştirildi. Mardin’in çok kültürlülüğüne dikkat çekerek konuşmasına başlayan Mardin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ahmet Zirek, yapılan çalışmaya ilişkin değerlendirmedeler de bulundu. 2014 yerel seçim öncesinde de Mardin’de yaşayan halkların yaşadıkları yerde her zaman kendi dilleri ve kültürleri ile kendilerini görmeleri gerektiğini savunduklarını kaydeden Zirek, “Belediye yönetimini aldığımız gibi burada yaşayan tüm halkların kendilerini görmeleri için belediye tabelamızı değiştirdik. Bu bizim ilk çalışmamız idi. Bununla bu halkların burada olduğunu ve beraber bir yaşam sürdürdüğümüzü göstermek istedik. Çünkü şimdiye kadar burada yaşayan farklı kimliklerdeki halklar her zaman yok sayılmış, kendilerini ifade edememişlerdi. Bu yapılan çalışmamızla da birçok memnuniyet aldık” dedi.
“Dil bir halkın varlığıdır”
Zirek, ‘Tek dil, tek bayrak, tek ırk’ anlayışının dayatılmasından kaynaklı yıllardır burada yaşayan halklar arasında bir savaş başlatıldığını ifade ederek böylece halklar üzerinde ciddi anlamda bir asimilasyon politikasının uygulandığını söyledi. Asimilasyon politikasıyla da Mardin’de yaşayan farklı kimliklerde ki halkların dillerinin adeta unutulmaya yüz tutulduğunun altını çizen Zirek, “Dil bir halkın varlığıdır. Dil olmasa halkta olmaz. Bunun içinde burada beraber yaşayan farklı kimliklerde ki halkların kendilerini görmelerini sağlamak amacıyla yapmış olduğumuz çok dilli belediye tabelası ile başlattığımız ilk çalışmanın ardından belediye bünyesinde faaliyet gösteren Çok Dilli Kreş’i eğitime açtık” şeklinde konuştu.
“Asimilasyon çocuk üzerine başladığı için çalışmalarımızda çocuklara öncelik verdik”
Zirek, şuan açmış oldukları Çok Dilli Kreş’te eğitimin devam ettiğini ve çocukların kendi anadilleri ile eğitim gördüklerini belirtti. Çok dilli masal kitaplarına ilişkin çalışmalarına da vurgu yapan Zirek, dil konusunda çalışmaların da özellikle çocuklara öncelik verilmesini de “Eğer bir çocuk kendi ana dili ile eğitim görmese ya da çocukluğunu yaşamazsa, zamanla kendi psikolojisine de büyük bir etki yapar. Bu amaçla açmış olduğumuz kreşin ardından çok dilli masal kitaplarının basımını gerçekleştirdik. Bununla da amacımız halkların yok edilmek istenen dillerini korumaktır. İnsanlarımız bu masal kitapları ile kendi ana dillerinde çocuklarına masal okuyabilecekler. Tabi ki çalışmamızın en önemli kısımlarından bir tanesi de bunu neden özellikle çocuklara öncelik vererek yaptığımızdır. Bildiğiniz gibi çocuklar bir geleceğin öncüsü olduğu için okullarda başlayan asimilasyon ilk önce çocuk üzerine uygulanmaktadır. Bizlerde ana dilin korunması için bu çalışmalarımızı çocukları öncelik görerek yaptık. Çocuklar böylece çocukluktan itibaren kendi ana dili ile yaşamaya ve masal dinlemeye devam edecekler” şeklinde ifade etti.
“Belediyeler bile bir asimilasyon politikası yürüterek çalışma yapıyordu”
Yılardır verdikleri mücadelenin de tüm halkların kendi kültürlerini yaşamlarını sağlamak için yapıldığını sözlerine ekleyen Zirek, Mardin gibi çok kültürlü bir yerde belediyenin yıllardır faaliyet gösterdiğini ancak belediye çalışmalarında bile bir asimilasyonun söz konusu olduğunu aktardı. Zirek, buradaki halkların her zaman yok sayıldığının altını çizerek “Burada yaşayan arap, Süryani, Türk ve Kürt halkı daha öncede vardı şimdi de var. Ama devletin asimilasyon politikası ve teklik anlayışı bu halkların unutulmasına neden olmuştu. Belediyeye bir çalışması için giden halk sırf dil bilmediği için geri çevriliyor ve işi görülmüyordu. Belediye içinde bile onun dili yok sayılmıştı. Alış veriş hep tek dil üzerinde hareket ediliyordu. Bizim siyasetimizde ise herkes kendi dili ile konuşacak ve yaşamını sürdürme anlayışı söz konusudur. Halkla ilişkilerimizde her zaman çok dilliliği esas alan bir çalışma sürdürmeye çalışıyoruz. Bu eksikliği gördüğümüz içinde böyle bir çalışmaya başladık. Belediyeye girdiği gibi kişi kendi ana diliyle sorununu dile getirebiliyor, işlerini yürütebiliyorlar” şeklinde konuştu.
Zirek, sözlerinin sonunda da bu tür çalışmalarının devam edeceğini belirterek çok yakında Mardin’de yaşayan farklı kimliklerde ki halkların kültürleri ve yaşamlarını konu alan çalışmalar da yapacaklarını söyledi.