Avukatların verdiği bilgilere göre, tutuklularda görme bozuklukları, mide ve bağırsak kanaması, hafızada zedelenme, hareketsizlik, kas ağrıları gibi belirtilerin görüldüğü iddiaları çok vahim bir durumdur. Hükümet yetkilileri bu duruma duyarsız kalmamalıdır. Basında çıkan haberlere göre tutukluların açlık grevinin nedeni; 1.Abdullah Öcalan’a tecrit’in kaldırılması. 2.Anadilde savunma hakkı. 3.Anadilde eğitim. Peki, bunlar haklı talepler mi? Başbakan yardımcısı Sayın Bülent Arınç anadilde öğretim, anadilde seçmeli ders bütün bunlar konuşulabilir diye açıklama yapmadımı? Bir insan “Ben ifademi Kürtçe vereceğim, savunmamı Kürtçe yapacağım.” Diyorsa artık o öyle olacaktır diye açıklama yapmadımı? Sayın Başbakan İmralı ile görüşmeler olabilir demedimi? Tutukluların bu üç talebi Başbakan ve Başbakan yardımcısı tarafından olumlu olarak dillendirilirken, neden Hükümet yetkilileri açlık grevinde olan mahkûmlarla görüşme yapmıyor? Bu taleplerinizi Hükümet olarak duyarlılık gösteriyoruz, bu konuda çalışmalar var deseler, çözüme doğru insani ve önemli bir adım atılacağı gibi insanlar arasına nifak, kin, haset ve gurur sokan şeytanı başarısızlığa uğratılsa olmazmı acaba? Dünyada insan hakları ihlalleri ve Filistinlilere uyguladığı zulüm konusunda sicili bozuk olan İsrail hükümeti geçen Mayıs ayında açlık grevinde olan mahkûmlarla anlaşma yaptı. ALLAH’A şükürler olsun ülkemizde halklar arsında düşmanlık yaşanmamıştır. Türkiye’de Demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin gelişmesine yönelik Hükümetin yeni Anayasada güvence altına alacağı iddialı söylemlerin olduğu bir dönemde tutukluların açlık grevinin bu aşamaya gelmiş olması üzücüdür. Dünyadaki siyasi tutukların üçte biri ülkemizin cezaevlerindeymiş. Bu durum Türkiye’ye yakışmıyor. Cinayet işleyen, vatandaşın malına, canına zarar veren, dolandırıcılara yüz kızartıcı suç işleyen tutuklulara kaç kez af çıkarıldı. Toplumun genel beklenti ve arzusu olan siyasi,fikir tutukları için çıkarılacak bir genel af barışın önüne çekilmiş rant,çıkar tüm kirli duvarları yıkacaktır. Hükümetin bu konuda adım atmamasına anlam veremiyoruz. Duyarlı kamuoyu baskısı sonucu Adalet Bakanımız tutuklularla dün bir görüşme yapmış. Geç kalınmış ama çok önemli. Bu görüşmeden sonra Adalet Bakanı yaptığı açıklama umut vericidir. Sayın Bakanı” Bu eylemler sesini duyurmak için yapıldıysa bu ses duyulmuştur. Maksadın hasıl olduğunu düşünüyorum dedi. Yola çıkan at’ın kafasına vurulmaz.” dedi. Sayın Bakanımız çok doğru söylüyor. Yola çıkan at’ın kafasına vurulmaz. Yola çıkan at tökezliyorsa, kararsız iradesiz ,cılız olursa bu durumda ölüm sınırında olan tutuklular ve kürt sorunu üzerinde daha çok siyaset yapılacaktır. 30 Yıldan fazladır kan üzerinde sağlanan rantlar gibi. Sayın Bakanımızın sözü etiği at şaha kalkmış hiç bir provokasyon, sabotaj,bahane ve engel tanımadan, takılmadan At’ın süvarisi Başbakanımızın elçisi olsun. Durağı İmralı hedef barış olsun. Akan kardeşkanı son bulsun.
Bayramınız kutlu olsun.
KIZILTEPE STK PLATFORMU SÖZCÜSÜ M. Şerif ÖTER