MGC 6.Olağan Kongresi ve Başarı Ödülleri Verildi

Sayın başkan sayın milletvekilleri sivil toplum kurumlarının değerli temsilcileri gazeteci meslektaşlarım kongre delegeleri ve değerli konuklar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli konuklar Mezopotamya gazeteciler cemiyetinin kuruluş tarihçesi 1984 lere dayanmaktadır.O süreçle beraber askeri yönetim tarafından Mezopotamya isminden dolayı göz altına alındık. Zorlu sorgu uygulamalarından geçerek serbest bırakıldık.Böylesi bir cemiyetin kuruluşundan da vazgeçmek zorunda kaldık.

1993 lerde (DEP)Demokrasi patisi kurucu üyesi ve parti meclisinde yer aldım arkasından gene göz altı zor sorgu sistemleri ve 16 ay Mardin ceza evinde kalarak hep dikenli yoları geçerek arkadaşlarımla beraber bu günlere gelmeye çalıştım.1996 da Mardin İHD yi kurduk.

Başkanlığım döneminde hakkım da 47 dava açıldı .Merdindeki ceza evinde kaldığım 16 aylık süreyi Avrupa insan hakları mahkemesine getirdim hükümeti 8 bin euro ya tazminata mahkum ettim.Bu sıkıntılı süreçle beraber kızıltepede bazı cesur gazeteci arkadaşlarımla beraber 1999 da MGC yi yeniden kurduk.İki yıla yakın bir sürede hem İHD hem MGC Başkanlığını beraber yürüttüm.

Bu sefer İHD üzerinde yapılan baskı ve tehditler MGC dende aynen devam etti.Ve 2001 tarihinde ben İHD Mardin şube Başkanlığından ayrılırken de Cemiyet üzerinde psikolojik baskılar ve bürokratik cezalar varlığını sürdürdü 13 yıldır gazeteci arkadaşlarımla beraber MGC yi bu günlere getirmeyi başardık. Bu süre zarfında ülkemizde ve uluslar arasında gazetecilik misyonumuzu başarıyla sürdürmeye çalıştık.

Türkiye gazeteciler cemiyetinin Türkiye’yi temsil eden her yıl aralık ayında yapılan üç günlük toplantıya başarılı cemiyetler içinde konuşmacı olarak temsil edildik.Ve bu Cemiyet tarafından Ödül ve takdimlere uygun görüldük.

İnsan hakları ve toplumsal alanda Cemiyet başkanlığına gelişimizde kendimizle beraber Demokrasi ve İnsan hakları evrensel kriterlerinide beraberinde getirmiş olduk.

Onun için Cemiyetimiz bazı gazeteci kurumları gibi sadece gazetecilikten ibaret değildir.Türkiye de Barış ve Demokrasi mücadelesi, akan kardeş kanını durdurmak üzere kendi coğrafyalarında çoğunluk olan Kürt halkının Demokratik taleplerinden asla vaz geçmeyerek bu günlere gelmiştir.

Her onurlu mücadelenin bir risk ve bedeli vardır.Biz bu bedeli her zaman göze alarak duyarlı insanlarla dik durarak onurumuzla bu günlere geldik.

SAYIN BASIN MENSUPLARININ DİKATİNE SUNMAK İSTİYORUM

Artık bu işin saklısı gizlisi kalmadı biz bu çalışmaları yaparken basına hiçbir şekilde bilgi vermedik.

Barış sürecinde amacımıza ulaştıktan sonra artık açıklamaktan hiçbir sakınca görmüyoruz.Bundan yaklaşık sekiz ay önce EKOPOLİTİK kurumunu temsilen Barışa katkı sunmak amacıyla Avrupa da PKK sorumlarıyla görüşmelerde bulundum.

Ve Avrupa sorumlarıyla bu taleplerimiz kandile sunuldu bundan yaklaşık dört ay önce kandilden olumlu cevap aldık.1-3 aralık tarihleri arasında kandilde görüşmelerde bulunduk.

PKK Başkanlık konseyi adına sayın Sabri OK la uzun bir görüşme yaptım. Sabri OK la hukukumuz biraz eskiye dayalı olduğu için görüşmelerimizde tam bir samimiyet ve dostluk havası egemendi

Çözüm için Barış önerilerini alarak Türkiye ye döndüm EKO POLİTİK koordinatörü Sayın A. Tarık ÇELENK e bu önerileri teslim ettim. Sayın çelenk de bu önerileri ilgili devlet yetkilerine teslim etti.

Ve bu önerilerle BDP ve İmralı nın görüşmelerine büyük çapta katkı sağladık.

Mezopotamya ve Anadolu coğrafyasında yeni bir Barış sayfası açılmıştır.Bu Barış sayfasının açılmasına sorumluluk üsteleyerek katkı ve destek veren Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, PKK Önderi sayın Abdullah ÖCALAN , Mit müsteşarı sayın Hakan FİDAN, ateşkesi ilan eden KCK Başkanı sayın Murat KARAYILAN ve kandildeki görüşmelerde Başkanlık konseyi adına samimi önerilerle bu sürecin yaratılmasına katkı sunan sayın Sabri OK a teşekkür ediyorum.

Bir olaya daha açıklık getirmek istiyorum kamu oyunda ve bölge medyasında benim 63 kişilik akil adamlar içinde olmadığım eleştiriliyor ve bununla ilgili sayın Başbakana eleştiriler yöneltiliyor.

Bu talepler şahsiyetlerin kendi Demokratik talepleridir. Toplumsal mücadelerde şimdiye kadar hiçbirzaman şahsi taleplerim olmamıştır. Ben Barış mücadelesinde evrenin sahibi Allah ve insanlık mücadelesi için adım atarım, sayın Başbakan benim koordinator olarak görev yaptığım heyete bazı arkadaşlarımızın akil adamların listesine alması aksine beni çok memnun etmiştir. Bu sayın Başbakanın kendi takdiridir.Bu takdirede saygı duyulmalıdır. Bizim kendisinden ve muhataplarından isteğimiz Barış ortamında hayata geçecek çözüm önerilerinin sağ salim başarıyla yerine ulaşmasıdır.

Silahların bırakılmasıyla beraber Türkiyedeki tüm halklar ve milliyetler birbirlrinin

Coğrafyalarını tanıyarak kimlik,kültür ve tarihlerine saygı duymalıdır.

Bir barış ülkesinin yaratılması için barıştan yana olan tüm demokrasi güçlerini insanlık tarihine geçmek amacıyla bu onurlu göreve davet ediyorum.

Konuşmama son verirken hepinizi enderin saygı ve sevgilerimle Selamlıyorum.