Yaklaşık 20 gündür Diyarbakır’dan gelerek burada mahsul biçtiğini söyleyen Biçerdöver şoförü Hamdullah Yıldız, “Diyarbakır'dan buraya geldik yaklaşık 20 gündür burada çalışıyorum şimdiye kadar arpa ile mercimek biçiyorduk Şimdi ise buğday biçiyoruz. 6-7 senedir bu işi iş yapıyorum. Ortalama 9 ile 12 dönüme kadar depomuz doluyor.” diye konuştu.
“4 saat yerine 10 saat elektrik kesinti yapıldı”
Bu yıl gübreden kaynaklanan bazı sıkıntıların yaşandığına dikkat çeken çiftçilerden Kemal Çeçan, buğdayın çok zayıf olduğunu söyledi. Çiftçilerin perişan bir halde olduğunu kaydeden Çeçan, şunları söyledi:
“Mahsullerin durumu çok iyiydi bu sene, bölgemizde rahmet çok güzel yağdı ama hem sulamadığımız hem de yasaklanan nitrat 3310 gübreyi kullanamadığımız için buğday çok zayıftır. Tabi bölgemizde biçme daha tam yapılmamış ama şimdiki mahsul genelde çok zayıf görünüyor. Bir de tam sulama yapılacakken 4 saat yerine 8-10 saat arası elektrik kesinti yapıldı. Doğru dürüst kimse sulamadı. Rahmet bol yağdı fakat hem gübre sıkıntısından hem de elektrik sıkıntısından dolayı çiftçiler çok zorluk çekti. Elektrik için bizi çok sıkıyorlar çok kesintiye gidiyorlar. Hem para veriyoruz hem de elektriği kesiyor. Çiftçi perişan haldedir. GAP suyu gelse millet rahatlar, bölgemiz şahlanır. Her şey güllük gülistanlık olur. GAP suyu ne kadar erken gelirse o derece bölgemiz kalkınır, İşsizlik sorunu azalır çok güzel olur.”
“Bu sene susuz mahsul geçen seneye göre iyi değil”
Çiftçilerden İsmail Öztürk ise “Benim arazim arpaydı, hepsini biçtik. Bu sene susuz mahsul geçen seneye göre iyi değil. Dönüm başı 250 ile 350 kilogram verdi. Tabi daha sulu araziler biçilmemiş. Ama şu an genel itibarıyla mahsul zayıf görünüyor. Eskiden mahsulleri tırpanla topluyorduk elle topluyorduk. Muş’tan işçiler geliyordu. Birçoğu oruç da tutuyordu o sıcakta. Şu anda buğday, mercimek, arpa, mısır, mahsullerinin biçilmesi çok daha kolay olmuş. Hepsi biçerler ile biçiliyor. Eskiye nazaran çok daha güzeldir ve daha kolaydır. Eskiden klima yoktu. Sarnıçlardan, kuyulardan su içiyorlardı. Soğuk su şimdiki gibi yoktu ama şu anda ise klima var, buzdolabında soğuk su var. Oruç tutmak irade işidir, oruç çok güzel bir ibadettir, vücut rahatlıyor.” diye konuştu.
“Sulu mahsuller önümüzdeki hafta biçilecek”
Kızıltepe Hububatçılar Derneği ile Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, Mardin Ovası’nda susuz buğday, arpa ve mercimek hasadına yeni başlandığını, gelecek hafta itibariyle de sulu mahsullerin biçileceğini söyledi. Öter, Mardin bölgemizin genelinde mahsul biçimi daha yeni başlamış. Şimdiye kadar yaklaşık yüzde 15 kadar mahsul biçilmiş, biçilen alanlar da kuru diye tabir edilen susuz arazilerdir. Ovanın sulanmış en güçlü toprağı dediğimiz mahsuller önümüzdeki hafta biçilmeye başlanacak. Çiftçiler verim biraz düşüktür diyorlar ama fiyat iyidir. Sert buğday bin 20 ile bin 50 arası işlem görüyor. Yumuşak buğday da böyle. Daha işin başındayız. Mercimek dönümde 100 ile 200 arası veriyor, bazı yerlerde ise 300 kilo veriyor. Susuz buğday 300-450 kilo arası fakat sulu alanlarda 600-700 kilo arası bekleniyor. Arpada da dönümde 400-450 kilo arası verim elde ediliyor.” dedi.
“Toprak Mahsulleri Ofisinin fiyat açıklaması gerekiyor”
“Önümüzdeki hafta ovanın genelinde biçim başlayacağı için Toprak Mahsulleri Ofisinin bir an önce çiftçi lehine denge açıklaması yapması gerekiyor.” diyen Öter, “Her sene böyle fiyat açıklaması bekleniyor. Temmuz’un sonlarında Ağustosun başlarına doğru İç Anadolu çıkıyor. Daha sonra fiyat açıklaması yapılıyor, bu da çiftçiyi tamamen tüccarın inisiyatifine terk etmiş oluyor. Bizim çiftçilerimizde de son yıllarda genellikle bir alışkanlık haline gelmiş. Biçme gerçekleştiği gibi biçerden alıyor pazara getiriyor. Bu da arz talebin üzerine çıktığı zaman birkaç günlük de olsa bu çiftçiyi sıkıntıya düşürebiliyor. Bunun için Toprak Mahsulleri Ofisinin bir an önce dengeyi sağlayıcı açıklama yapması gerekiyor. Şu anda fiyatlar iyidir.” diye konuştu.
“Dünyanın en kaliteli mercimeğini üretiyoruz, fakat…”
Dünyada en kaliteli mercimeğin Kızıltepe Ovası’nda yetiştiğini hatırlatan Öter, sözlerine şöyle devam etti: “Kızıltepe Ovamızda yetişen kırmızı mercimek dünyanın en kaliteli mercimeğidir. Hem besin değeri olarak hem kalori değeri olarak... Son yıllarda verimde düşüş olmuştu. Bunun da başlıca nedeni desteklemenin çok az olması ve hükümetin Kanada'dan birkaç tane tüccarın talebi doğrultusunda ithalatın önünü serbest bırakmasıydı. Geçen Ekim aylarında hükümet bunun farkına vardı milli ürünümüz olan bu kıymetli marka olan mercimeğimizi tekrar eski cazibe haline getirmesi için desteklemeyi artırdı. 100 liraydı 300 liraya çıkardı, sonra 450 lira rakamlarda destek ürünü ödeniyor. Kırmızı mercimeğin artık eski seviyesine ulaşması gerektiğine inanıyoruz. Biz beş altı yıl öncesine kadar dünyanın en büyük mercimek ihracatçısıydık. Şu anda tüccarlar bunu baskı altında tutmaya çalışıyor. Hemen Kanada’yla tehdit etmeye başladılar. “Fiyat düşürmeseniz oradan getirteceğiz.” diye. Hükümetimiz çiftçilerin de bu ithalat dengesini koruması gerekiyor. Dünyanın her yerinde kendi üreticisini koruyan politikalar var. Çiftçisini Tüccar ezdirmiyor. Kanada'dan gelen hibritli mercimek de besin ve kalori değeri yok. Bir şey daha yapılıyor; yerli ürün adı altında satılıyor. Bu konuda hükümetimizin tedbir alması gerekiyor, çiftçileri bu yönde koruması gerekiyor.”
“Çiftçilerin elektrik sıkıntısı devam ediyor”
Hükümetin tarım alanına daha ağırlık vermesi gerektiğini dile getiren Öter, “Buğdaydan hemen sonra mısır ekimi gerçekleşecek. Bu konuda da elektrik sıkıntısı var. Her sene yaşanıyor. Bununla ilgili iyileştirmelerin yapılması gerekiyor. Bazen 7-8 saat kesintiler uygulanıyor. Bu konuda çiftçi çok muzdariptir. Bunların iyileşmesi demek hem üretimin hem de milli servetin artması demektir. Bununla ilgili tarım alanında hükümetimizin tarımsal alana biraz daha ağırlık vermesi gerekiyor.” diye konuştu.
“GAP suyu gelmeden çiftçilerin eğitilmesi gerekir”
Bilinçsiz sulama ve üretimin sadece çiftçiye değil aynı zamanda milli servete de olumsuz yansımasının olacağına dikkat çeken Öter, son olarak şunları söyledi: “GAP suyu’nun önümüzdeki sene bölgeye geleceği söyleniyor. Bu su gelmeden önce çiftçi eğitimi ile ilgili bir seferberliğin başlaması gerekiyor. Tarım hayvancılık müdürlükleri ve bakanlığın, sahada bu konuda uzman mühendis ve teknisyenleri görevlendirmesi gerekiyor. Bilinçsiz sulama, bilinçsiz üretim sadece çiftçiye değil milli gelire de milli servete de olumsuz yansıması oluyor. Bu yönde de hükümetin tarıma daha fazla sahip çıkması gerektiğine inanıyoruz.” (M. Salih Keskin/Mehmet Aslan - İLKHA)