MARDİN-Kızıltepe: Mustazaflar Cemiyeti Kızıltepe şubesi ile beraber Eğitim birsen Kızıltepe şubesi, Diyanetsen Mardin temsilciliği, İHL der ve İrfan der’in katılımı ile, halka açık basın açıklaması yapıldı. Basın açıklaması öncesi Kur’anı kerimin okunması ardından Araştırmacı yazar M. Mahmut kılınçın hakaretler dolusu filme tepki olarak şöyle konuştu. “İmanın kor ateşi olduğu, her tarafı zülmet karanlığının kapladığı bir zamanda bizleri islam nuruyla şereflendiren Allah’a hamd olsun.
Bütün insanlığa müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilen hidayet ve doğru yola yönlendiren, heva ve hevesinden konuşmayan, nur saçan, âlemlere rahmet, şefkat ve merhamet peygamberi; zalimlerin korkusu, mazlumların yegâne umidi olan şanlı islam peygamberi Hz Muhammed Mustafa (s) e, âline, ashabına, takipçilerine milyonlarca selat ve selam olsun…
İslam düşmanları tarih boyunca İslam coğrafyasına fiili saldırılarda bulunup topraklarını işgal etmekle birlikte her türlü saldırıda bulunmaktan bir an bile geri kalmamıştır.
Özelikle içinde yaşadığımız son yüzyılda dünya çapında Küfür odakları islama, Kur’ana, islam peygamberine ve Müslümanların mukaddesatına yönelik gerçekelştirdiği yoğun saldırılardan dolayı Ümmet olarak büyük bir musibet yaşıyor, nereye dönerseniz orada Müslümanların katledildiğini, mukaddesatlarının çiğnendiğini müşahede ediyoruz”ifadelerinde bulundu.
Kılınç; devam ederek “Bu vahşi ve acımasız saldırılar İslam coğrafyasının kimi yerlerinde savaş ve işgallerle, kimi yerlerde Müslümanları islmdan, Kur’an dan dan İslam peygamberinden uzaklaştırmakla ve kimi yerlerde’de Müslümanların mukaddesatına saldırmakla sürdürülmektedir.
Yakın zamanda henüz Kur’an yakma olayı hafızalarda öfkemizi topuğa vurmuşken İslam düşmanları bu sefer çirkin ve vahşi yüzlerini İslam Peygamberine saldırmakla gösterdiler. Büyük şeytan ABD de gösterime giren ve tamamen Hz Muhammed (s) e hakaret içeren çirkin Filim iki milyar müslümanın gözleri önünde gösterime girdi. ABD de İsrail’in eliyle hazırlanan bu son Filim Haçlı zihniyetinin yeni ruh halini yansıtmıştır. Şüphesiz hakaret ve iftira kimden gelirse ve kime yapılırsa yapılsın tükenmişliğin, çaresizliğin, aczin ve zavallılığın ifadesidir. Arkasına sığındıkları ifade özgürlüğü ise göreceli bir kavram olup putperest ve barbar ABD ve batının icat ettiği bir olguda değildir.
İslam peygamberine yapılan bu çirkin hakaret İnsan hakları ve fikir özgürlüğü naraları atan ABD ve batının çirkin, necis, ve nifak dolu ikiyüzlülüklerini bir kez daha gösterirken; bir hakikatıda gözler önüne seriyor ki o da İslam Küfür mücadelesinin kiyamete dek süreceğini ve bu mücadelede Ehli Küffarın her türlü silahla müslünmalara saldırdığını göstermektedir.
ABD ve batı Müslümanların değerleri ile alay etmek gibi bir edepsizliği adeta bir alışkanlık haline getirmiştir.
Bu çirkin saldırı ABD ve yandaşlarının temel karakterlerinin bir yansımasıdır. Dünleyin ahlak ve mücadele metotları ne ise bügünde yarın da hep aynı olacaktır. Çünkü onlar Firavunların, Nemrutların, Ebu Cehil ve Ebu Leheblerin varisleridir. Geçmişte Hz Muhammed’e hakaret etmek için Şairleri görevlendiriyorlardı, çünkü o günün senarist ve gazetecileri Şairlerdi. Nasla tel’in edilen Yahudiler ise medine de bunları maddi olarak destekliyordu. Munafıklar ise islamın ilerlemesine set çekmek için fitne ve fesad çıkarıyorlardı. Bugün Peygamberi zişana yapılan çirkin hakaret ve saldırı islam tarihini tüm çıplaklığı ile bir kez daha canlandırıvermiştir. Evete evet! Tarih tekerürden ibarettir demişler büyüklerimiz. Şirk zihniyeti kan emici haçlı seferleri naraları ile islam ülkelerine yönelik çok boyutlu nokta vuruşlarına başlamışlardır. Yerli uşaklarının islam baharına karşı daha fazla dayanamayıp kaçtıklarını gören modern haçlılar,çağdaş Ebu cehiller, işgal ettikleri islam topraklarında ömürlerini biraz daha uzatmak için, müslümanların özgürlük meşalesine saldırmaya başladılar. Çünkü onlar zülüm ve sömürü üzerine kurulu saltanatları karşısında en büyük tehdit olarak Hz Muhammedi görüyorlar.
Bugüne kadar yaptıkları katliam ve soykırımları, yıkıp viraneye çevirdikleri islam beldelerini, zindanlarda işledikleri vahşeti, islam coğorafyasını bölüp parçalamak için kardeşi kardeşe kırdırmayı, ektikleri fitne ve fesad tohumlarını, dinine bağlı gerçek müslümanları gerici, yobaz, terörist olarak lanse etmeyi yetersiz gördüler. Belkide bunca zülüm karşısında ümmet olarak direnmediğimizi gördükleri için, şimdide aziz islam Peygamberine alanen hakaret etmeye başladılar.
Değerli kardeşim! Muhterem bacım! Sil üstündeki toz bulutlarını, aç gözlerini Dünyaya bak! Ne durumdasın? Evine, etrafına, içinde yaşadığın müslüman toplumun haline bak! Ne yapmalısın? Her gün islama, Kur’ana, islam Peygamberine, mukadesatlarına hakaret yapılırken sen müslümanım deyip de Allah huzurunda yakanı kurtaramasın.
Hz. Muhammed'e yapılan hiçbir hakaret cevapsız kalmayacaktır. "Batı ülkelerinin filme karşı sessiz kalması ve bunu ifade özgürlüğüne bağlaması haksız bir tutumdur. ABD'deki bu İslam karşıtı hareket binlerce Müslümanı sokağa dökmüştür. İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam ülkeleri fitneye sebep olan bu filme karşı birlikte hareket etmeli, filmin gösterimi derhal durdurularak bu filmi yapanlardan hesap sorulmalıdır. Dünyada huzur ve barış ancak İslam'la mümkündür. İslam düşmanları ne yaparlarsa yapsınlar hakkı üstün tutan İslam hâkim olacaktır. Bu da çok yakındır. İslam en üstündür ve O'ndan daha üstünü yoktur”dedi.
Araştırmacı yazar Kılınç; “İslam düşmanları iyi bilsinler ki Hz Muhammed ile savaşanlar hep kayb etmiştir ve bugünde bunlar kayb edecektir. Şimdiden Dünyanın dört bir yanından “ Lebbeyk Ya Resulallah sedaları yükselmektedir.” İslam Ümmeti topyekûn ayağa kalkmış Ensar gibi Akabe kayalıklarında Hz Peygambere biat etme yarışına girmişlerdir. Son zamanlarda Peygamberi ve davasını savunacaklarına dair söz veriyorlar.
Dünya Müslümanları bugün Hz Peygambere gerçek manada Ümmet olmak bilinciyle yeniden biat ediyor, Türkiyeli müslümanlar Lebeyk Ya Resülellah diyor. Ve hep bir ağızdan şu sözlerle yüce şahsınıza biatlarını yeniliyorlar: “ Ey Allah’ın Resülü! Eğer çağdaş Ebu Cehiller, insanlığın kanını emen günümüzün zalim fraunları size saldırırlarsa; Allah’a yemin ederiz ki seni öz nefsimizden, çocuklarımızdan, mallarımızdan daha fazla savunacak, her birimiz ensarın ve muhacirlerin destanını yeniden canlandıracağız.”
Yüce Allah Hz Muhammedin manevi şahsiyeti Ve Kur’anı Kerim çatısı altında vahdeti, ona layık birer fert ve ümmet olmayı, peygamberimize ve davasına Ensar ve muhacir gibi sahip çıkmayı Ümmetçe bize nasip eylesin sözleri ile konuşmasını bitirdi.