Y Bu anlamda, ‘Yeni Anayasa ve Kürtler’ başlıklı panelde Prof. Dr. Mithat Sancar, İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Gündoğan ve Doç. Dr. Vahap Coşkun bir sunum yaptılar. Kalabalık dinleyici kitlesiyle buluşan panelin ilk konuşmacısı Öztürk Gündoğan, Türkiye’nin hâlâ bir darbe anayasasıyla yönetildiğini ve bu durumun hâlihazırda tohumları atılmakta olan barış diline büyük zarar verdiğini söyledi: “Biz İnsan Hakları Derneği olarak Yeni Anayasa için bazı öneriler geliştirdik. Bu öneriler İnsan Hakları Derneği’nin sitesinden öğrenilebilir. Birey haklarının merkeze alındığı, özgürlükçü, ifade ve örgütlenme hakkının genişçe önünün açıldığı bir anayasa istiyoruz. İlla bir etnik kimliğe vurgu yapılmasına gerek yoktur. Temel haklar bağlamında bütün sorunlar aşılabilir. Resmî olarak asimilasyon olmayabilir ama anayasal anlamda asimilasyon devam ediyor. Bir diğer konu yüzleşme. Yüzleşmenin gerçekleşebilmesi için Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalıdır.”
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, güncel bilgilerden hareketle başladığı konuşmasında, kamuoyunda sıklıkla geçen İmralı görüşmelerini Oslo Süreciyle karşılaştırarak, yeni gelişmelerin 5 ana başlıkta toplanabileceğini belirtti. Coşkun’a göre temel farklar şunlardır:
1-Görüşmeler doğrudan yapılıyor.
2- Öcalan merkezli bir süreç işliyor.
3-Oslo’dan farklı bir biçimde kısmî bir şeffaflık sözkonusu.
4-BDP sürecin içinde aktif yer alıyor.
5-Büyük beklentilere girilmeden temkinli adımlar atılıyor.
Doç. Dr. Vahap Coşkun, bu süreçte barış dilinin hassasiyetle kurulması ve infial uyandıracak söylemlerden kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Son konuşmacı Prof. Dr. Mithat Sancar, yeni anayasanın Mecliste oluşmayacağı, sahada üretileceği, anayasa komisyonunun ise metni sadece yazıya geçireceği umduğunu belirtti: “İnsanlarda bir tedirginlik var. Ya işler yürümezse. Ya yine süreç sekteye uğrarsa! Bu tedirginlik bir ölçüde anlaşılabilir. Beklenti çıtasını mütevazı tutmak gerekir. Sert hayal kırıklılarına uğramamak için bu yapılmalı. Her başarısızlık bir başka başarısızlığı doğuruyor. Ben de tedirginim. Ama yine de umutlu olmak gerekir. Türkiye’nin bir çatışmasızlık sürecine ihtiyacı var. Şahsî kanaatime göre, hükümet hiçbir zaman müzakere seçeneğini ajandasından çıkarmamıştır. Yeni anayasayı ne MHP ne de CHP ile yapabilir. Ancak Kürtlerle birlikte bir anayasa yazılabileceğini çok iyi biliyor. CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı’ndan beri yeni bir siyaset izliyor. Demokratikleşme sürecine aktif destek sunmuyor ama aktif engelleme de yapmıyor. “
Panelin ardından Kızıltepe Belediyesi Kültür Müdürü Salih Kuday ise, “Yeni Anayasa sürecine katkı sunmak maksadıyla, hem sivil toplum liderlerinden hem de akademisyenlerden görüşlerini bizimle paylaşmalarını ve kamuoyuna bilgi sunmalarını isteyeceğiz. Belediye olarak sürece aktif destek veriyoruz. Kamuoyunun doğru ve net bir biçimde bilgilendirilmesi için de bu çalışmaları devam ettireceğiz.” dedi.