TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop Artuklu Üniversitesi’ne Konuk Oldu

EĞİTİM

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar’ın daveti üzerine Mardin’e gelen TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, MAÜ Rektörlük binasında bulunan Atatürk Kültür Merkezinde “ Türkiye’de Toplum Siyaset, ve Anayasalar” konulu konferansa teşrif etti.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programın açış konuşmalarını Mardin Valisi Mahmut Demirtaş, MAÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar yaptı.
Türkiye'de Toplum, Siyaset ve Anayasalar” konusunu akademik derinlik ve siyasi tecrübeyi meczetmiş bir akademisyenden, bir devlet adamından dinlemenin hem entelektüel bir haz hem de toplumsal sorumluluklarımıza dair bir hatırlatma olacağına işaret ederek konuşmalarına başlayan MAÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar,
“Özellikle Cumhuriyet tarihimize dair hafızayı yokladığımızda sık karşılaştığımız Anayasanın jakoben tarzda yorumlanması ve devlet-toplum karşıtlığına dayalı siyaset ve iktidar yapısının hatırlanmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. 2000’li yılların başlarından bu yana Türkiye siyasetinin “siyaset kültürü” ve “devlet -toplum ilişkisi” bağlamında yaşadığı köklü dönüşüm sürecinin devamlılığı ve tahkimi açısından bu tür hatırlama ve hatırlatmaların büyük öneme haiz olduğuna inanıyorum. Bu nokta nazardan bakıldığında Türkiye siyasetinin kazanımlarının tahkimi açısından ilmî ve bilimsel çalışmalar ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Dolayısıyla toplumun geleceğinin inşası bağlamında üniversitelere de önemli görevler düşmektedir. Mardin Artuklu Üniversitesi olarak bizler de bu sorumluluğun bilinciyle, sürekli bir “oluş”la, geleceğin inşasındaki rolümüzün farkındalığı ile misyon ve vizyonumuzu yeniliyoruz.” diyerek çağın ve bilimsel gelişmelerin koşullarına uygun bir gelişimi ilke edindiklerini belirtti.
Türkiye’nin; bugüne geldiği seviye, dünyadaki büyük değişimin vermiş olduğu misyon ve Türkiye’nin iddiaları bizi çok daha fazla çalışmaya ve üretmeye mecbur ediyor diyerek önemli bir vazifemiz olduğunu vurgulayan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop,
“Türkiye’deki bilgi ve teknolojiyi üretecek bir potansiyele ve imkana sahibiz. Özgüvene de sahip olmamız lazım. Birçok alanda da özgüven problemini aştık. Son 20 yıldır Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu özgüven eksikliği ile ilgili meseleyi her anlamda aştık. Türkiye’de 131 devlet, 78’de vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 209 üiversitemiz var. Bu yıl 8 milyonun üzerinde öğrencimiz öğrenim görüyor. Bu bizim nüfusumuzun %10’u. Dünyada ki birçok ülkenin nüfusundan fazla. Dünyadaki üniversite sayısı bakımından 15. sıradayız.” diyerek eğitimde iyi bir ivme yakaladığımızı belirtti.
İyi yetişmiş genç nüfusun, bütün ülkelerin en önemli sermayesi olduğunu belirten Şentop,
"Bilhassa Avrupa ülkelerinde nüfusun negatif artışı, yani azalmaya başlaması, aynı zamanda nüfusun yaşlanması sebebiyle yaşlı nüfus genç nüfus dengesindeki bozulma geleceğe yönelik olarak çok önemli endişeleri içinde barındırıyor. Her ne kadar bizim nüfus artışımızda da nispeten bir hızımızda azalma olsa da Türkiye halen dünya örnekleriyle karşılaştırıldığında genç bir nüfusa sahip. Meselemiz bu genç nüfusu, bu büyük imkânı nitelikli hale getirmek, iyi yetiştirmek, bugünün ve geleceğin hedefleri doğrultusunda iyi yetiştirmek." ifadelerini kullandı.
Yeni Anayasaya ilişkin esas meselenin sadece metin oluşturmak değil, esas meselenin o metinlerle mutabık örfler, gelenekler ve teamüller oluşturmak olduğuna dikkat çeken Şentop,
“Şimdi yeni anayasa tartışmalarında bakıyoruz ki herkes sıfırdan başlıyor, halbuki öyle değil. Türkiye yeni anayasa ile ilgili 1982’ de anayasanın yürürlüğe ilk girdiği tarihten bu yana tartışıyor. 2011 yılında seçimlerin yeni gündem maddesi anayasaydı ve seçim sonrası mecliste yeni anayasayı hazırlamak üzere bir anayasa anlaşma komisyonu kuruldu. Bütün siyasi partilerin katılımıyla ve bu komisyon 2 yıldan fazla çalıştı ve Türkiye’ de ilk defa bütün siyasi partiler anayasa metni olarak anayasa ile ilgili tüm görüşlerini somut olarak ortaya koydular. Meclisin web sayfasında var bu hala. Şimdi gelip tekrar yeni baştan herkes sıfırdan anayasa çalışması yapmaya çalışıyor. Bu Türkiye’ye haksızlıktır. Bu alınmış mesafeler şüphesiz farklı şeyler söylenebilir bunun üzerine. Ama bu birikimi yok sayarak, yok saymakta kararlı bir harekettir." dedi.

‘Tek Adam’ söylemine karşı içeriği bilmeden yargı oluşturan muhataplara karşı açıklamalarda bulunan Şentop,
“16 Nisan 2017 referandumuyla Türkiye parlamenter hükümet sisteminden, başkanlık hükümet sistemine geçti. Hükûmet sistemi değiştirildi. Malumunuz devlet 3 temel erke ayrılıyor. İktidar; devlet içi iktidar, yasama; yani kanun yapma kural koyma iktidarın bir yürütme bir yönetme hükümet etme iktidarı, bir de yargı; yargı da hukuka uygunluğu denetleme iktidarı olarak anayasa da üç erk var.
Başkanlık sisteminde de parlamenter sistemde de nihai kararı veren tek bir kişidir. Hani tek kişi yönetimi diyorlar ya. Parlamenter sistemde de öyledir. Parlamenter sistemde bir başbakan varsa karar verici odur. Birde kabine ve bakanlar var. Şu anda da bir bakanlar kurulu var. Yetkileri farklı olsa da. Eski sistemde bir araya gelip son kararı kim veriyordu? 20 kişi beraber mi karar veriyorlardı? Şüphesiz şimdi de görüşülüyor. Şimdi de cumhurbaşkanının danışmanları var, bakanlar var, her konuda herkesle istişare ediliyor. Sonuçta bir bakanla başbakan arasında bir ihtilaf ortaya çıksa kimin dediği olur. Ortak bir nokta mı bulurlar? Hayır. Başbakanın dediği olur. Eğer bakan kendi görüşünde ısrarlıysa ya istifa eder istifa etmiyorsa da başbakan onu görevden alıp yerine başka bir bakanı tayin eder. Yani son sözü kim söylüyor? Tek bir kişi olan başbakan söylüyor. Bu sistemde de böyle parlamenter sistemde de böyle…Siyasette de öyle… Siyasi partilerin genel başkanları da son sözü tek başına söylemiyorlar mı? Birkaç gün önce bir istifa olayı yaşandı maalesef hiç kimsenin tasvip edemeyeceği bir istifa olayı yaşandı. Bir vatandaşımıza küfür eden bir milletvekili meclisteki görevinden istifa etti. İstifasında ‘genel başkanının talimatı üzerine istifa ediyorum’ dedi. Genel başkan benim bildiğim tek kişidir bir kurul değildir. Demek ki tek kişinin kararıyla istifa etmişsin. Bu işin tabiatı gereği şüphesiz birçok konu konuşulur, tartılır ama bir karar noktasına gelindiğinde kararı tek kişi alır.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.