Devlet Konservatuarı akademisyenlerinden Hâfız-Neyzen M. Fatih Kılıç’ın konuya ilişkin verdiği bilgiye göre, üniversitenin öncülüğünde, Şubat 2015 tarihinden itibaren Artuklu Meşk Grubu kurucuları Neyzen Egecan Aydın, ve Neyzen Mehmet Tören’in de nezaret ettiği musiki derslerinin, her hafta Çarşamba günü Rektörlük bünyesindeki Şark Odası’nda icra edildiği belirtildi.
Verilen eğitimde klasik hâfız tavrı ile Neyzen Niyazi Sayın üslûbunun takip edildiği bilgisini de aktaran Yrd. Doç. Dr. Kılıç:
“Devlet Konservatuarı eğitim faaliyetleri kapsamında verdiğimiz Cami ve Tasavvuf Mûsikîsi derslerinde Ney, Nazariyât, Solfej ve Ezan bulunmaktadır. Kurduğumuz Artuklu Meşk Grubuyla icra ettiğimiz bu geleneksel müzik tarzının, sanat değeri taşıyan ve gelişmiş bir müzik olması hasebiyle, mutlaka yaşatılması ve hak ettiği takdiri görmesi gerektiği inancını taşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
M. Fatih Kılıç, Klasik batı müziğinin gördüğü itibar ve ehemmiyete nazaran, geleneksel müziğin ana formlarından olan “Tekke ve Cami Mûsikîsi” nin besteleme biçimleri çok zengin çeşitler içerdiği halde unutulmaya yüz tuttuğunun altını çizerek şöyle devam etti:
“ Bu çalışmalarımızla geleneksel müziğin varlığına ve zenginliğine dikkat çekmek istiyoruz. Günümüzde müzikle ilgili popüler yaklaşımlar genellikle hızlı tüketilen, müzikal varlıklar üzerinde duruyor. Bizim ise dikkatini çekmek istediğimiz husus, eskimediğini düşündüğümüz geleneksel müziğimizin zengin formlarıyla ihmal edilerek akademinin dışında bırakılmış olmasıdır.”
Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı Devlet Konservatuarı’nın en önemli araştırma alanının başında gelen müzik alanında da ulusal ve uluslararası düzeyde özgün bir eğitim programının oluşturulmasında fedakâr bir titizlik ve gayret içinde bulunduğunu vurgulayan Rektör Prof.
Dr. Ahmet Ağırakça ise, “Tekke ve Cami musikisi, tarihimizin ve kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu geleneksel müziğimiz gösterdiği çeşitlilik, makam, usul, biçim ve geleneksel ezgi üslubu açısından önemli bir yere sahiptir.” dedi.
Konservatuarlarda “dini musiki” adı altında bir alanın bulunmadığına da dikkat çeken Rektör Ağırakça, üniversite olarak bu tarz geleneksel müziğin, dışlanmaması ve korunması için akademik çalışmalara destek vereceklerini söyledi.