ALTAN TAN: ALTAN TAN: “ÜLKEDEKİ SORUNLAR İKİ SENE İÇİNDE ACİLEN ÇÖZÜLMELİDİR”


Geçen pazar Ankara Arena Spor Salonunda gerçekleştirilen  Ak Parti 4. Olağan Genel Kongresinde, Başbakanın konuşması gazeteciler ve siyasetçiler arasında çok tartışıldı.Genel kanı, Başbakanın konuşmasının edebî yönden güçlü, (meselâ Sezai Karakoç’un o muhteşem ‘Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine’ şiiri salondakileri nerdeyse ağlattı) fakat içerik bakımından zayıf kaldığıydı. Hattâ, konuşmanın, kongreden önce bazı ulusal televizyonların canlı yayınlarına çıkıp verdiği mesajların bile gerisinde kaldığı iddia edildi. Büyük tartışma yaratan konuşmayı, bir Mardin seyahatinde, fırsat bulup konuştuğumuz BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’la değerlendirdik. Tan, konuşmayı genel anlamda zayıf bulduğunu, hattâ yeni bir şey söylemediğini ifade etti. Altan Tan, Ak Parti’nin kongresini bir düğüne benzeterek, yurtdışından 200 kişi çağrıldığını ama kendi deyimiyle, parlamentodaki ‘kardeşlerinin ve yakın akrabalarının davet edilmediğini’ belirtti. Bu konuşmayı yayıma hazırlarken öğle saatlerinde Twitter’a ilginç bir bilgi düştü. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de ‘düğün’ istiaresini kullanıp, “Evimize gelmeyeni düğünümüze niçin davet edelim?” diyerek âdeta Altan Tan’a cevap verdi.  
 
Sayın Başbakan’ın konuşmasını sormadan önce, Ak Parti 4. Olağan Kongresine çağrılan konuklar hakkında neler düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum?
 
Çağrılan konular tabii ki çok dikkat çekici. Ak Parti bunu bir propaganda olarak kullandı. Dünyanın değişik ülkelerinde 200’e yakın yabancı davetli katıldı. Ama ne enteresandır ki, Türkiye dışından bunca konuk çağrılmışken parlamentoda grubu bulunan 3 partiden hiç kimse davet edilmedi. Düşünün siz bir düğün yapıyorsunuz, tüm komşularınızı çağırıyorsunuz ama kardeşleriniz, çocuklarınız,  yakın akrabalarınız düğünde yok. Bu dikkate değer bir durum. Parlamento içinde siyasî partilerle, bu ülkenin muhalefetini oluşturan kişilerle, tırnak içerisinde söyleyeyim, ‘kardeşlerinizle’ eğer yan yana gelemiyorsanız, iç barışı sağlayamıyorsunuz, bütün dünya yanınızda olsa bile bunun herhangi bir kıymeti yoktur. İkinci bir fasıl: meselâ Türkiye’nin yıllardır girmeye çalıştığı AB’den de herhangi bir üye maalesef çağrılmamıştır. Bu büyük bir çelişki. Onun için Türkiye’nin şu anda yüzünü döndüğü istikamet, hem içerde hem dışarıda, asıl hedefleriyle uygun değildir.
 
Peki Sayın Başbakan’ın konuşmasını nasıl buldunuz?
 
Uzun olmasına rağmen içerik bakımından son derece zayıf bir konuşmaydı. Türkiye’nin ciddi yapısal sorunları ile ilgili, sözgelimi, Kürt Sorunu, Alevî Sorunu, din ve devlet ilişkileri, Diyanet’in yeni pozisyonu, YÖK, RTÜK vs. konularda, Başbakan reform niteliğinde hiçbir şey söylememiştir. 2,5 saat konuştu. Bence bu konuşma 15 dakikada bitirilebilirdi. Muhteva nerededeyse hiç yoktu. Kongrede yaptığı bu konuşmada Başbakan son genel başkan adayı olarak konuştuğunu ifade etti. Öyle görülüyor ki, bu siyasî hayatının son konuşmasıdır.  Çünkü içerdeki ve dışarıdaki karşımızda duran büyük problemler bu şekilde devam edemez. Mutlaka çözülmesi gerekir. Sorunlar iki senelik bir dilimde acilen çözümlenmelidir. Eğer bu yapılmazsa Türkiye çok daha büyük sıkıntılar yaşayacaktır. Başbakan bu konuşmayla zımnen de olsa sorunları çözecek kişi olmadığını ortaya çıkarmıştır. “Ben sizin beklediğiniz derecede bir De Gaulle, bir Churchill, bir Gorbaçov veya tarihten örnek vermek gerekirse, bir Ömer bin Abdülaziz değilim” demiştir. “Belki Süleyman Demirel gibi benzeri bir siyasetçiyim” manasında bir profil ortaya koymuştur. Bu profille Türkiye’yi taşıyamaz.  Bunun sonuncunda, Allah korusun, Türkiye büyük bir patinaj içine girer. Gitgide bu bataklık derinleşir. Veya ki İnşallah öyle olur, bu sorunları çözebilecek kalibrede yeni siyasetçiler göreve gelir.  Benim temennim ve umudum odur.
 
Altan Bey son bir sorum var: MYK listesi, yeni bir politika başlatabilecek hissi uyandırdı mı sizde?
 
MYK listesi de Başbakan’ın konuşmasıyla uyumluydu. Listede topluma heyecan verecek, Kürtleri ve Alevileri, din-devlet ilişkilerini içine alıp bir sorun çözme mekanizmasına dönüştürebilecek İslamî kesimden hiç kimse  listede yer almamıştır. Liste, Sayın Başbakan’ın son zamanlarda ‘geri vites’de giden politikasını tahkim etmekten öteye gitmeyecektir.
 
Zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim.
 
                                              Röportaj: Vecdi Demir