Allah’a şirk, devlete şerik

AKP son günlerindeki yaptıklarından tepki  üzerine tepki alınca AKP’li vekiller de  aynı tepkiye karşı tepki verdiler. Tepki hukuki olduğu müddetçe sorun yok. Küfür mü ettiler ver mahkemeye al tazminatını. Yalan mı söylediler ver mahkemeye al tekzibini.
Böyle olması gerekirken AKP artık hukuki veya siyasi ahlaka sığmayan tepkiler vermeye başladı ve bu durum son bir ayda arttı. Daha geçen hafta Bekir Bozdağ “Allah’a şirk, devlete şerik olmaz” dediğinde  önce dil sürçmesi sandım, sonra bilgisizliktendir sandım ama ikisi de değilmiş. Bilerek söylenen bir söz. İlahiyat  kökenli Bekir Bozdağ lisansını ilahiyatta ve yüksek lisansını da dinler tarihi konusunda yaptıktan sonra üstüne bir de hukuk lisansı yapmış. Kısacası hem dini hem de hukuki konularda yetkin olmalı. Oysa söylediği cümleyle din ve devletin iki farklı tabiatının olduğunu ve “Allah’ın şirk kabul etmediğini” ama “devletin şeriksiz olamayacağını” biliyor olmalıydı. Demokratik devlette her oy  veya her vatandaş devletinin şerikidir. Her vatandaş ister oy atsın, ister oy atmasın, ister lehine oy kullansın, isterse de aleyhine oy kullansın nihayetinde o devletin alenen ortağıdır, yani şerikidir. Çünkü devlet halkı var etmez, bilakis halk devleti var eder ve kendini de vatandaş olarak tanımlar. Bekir Bozdağ’ın sözünün eleştirilmesini  ve onun da bizzat sözünün maksadını aştığını vatandaşa anlatması gerekiyordu. Ama olmadı.
Belki de bu sondur diye düşünürken  bir başka imam hatip kökenli AKP’li vekil Fevai Aslan başbakan için “Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider” deyince Bekir Boğdağ’ın son olmadığını fark ettim. Artık siyaset için din alenen kullanılmaya başlandı. Eskiden oy almak için dini motiflerden istifade edilirken artık dinin kendisinden istifade ediliyor. İstifade demişsem de böyle basit değil bizzat dinin temel kavramlarından olan iman ve Allah kavramından istifade edildi. Bu çok tehlikeli bir durum, bu dinen şirktir ve bunun tartışması yoktur. 
İşin garip tarafı eleştirilmesi gerekirken, şirkten dönmesi ve dine geri davet edilmesi gerekirken herkes tutturmuş bir “dil sürçmesini” ve devam ediyor. Dil sürçmesi denilen şey dinde olmaz. Dil sürçmesi haber  okunurken olur, sohbet edilirken olur, metin okunurken olur ama propoganda yaparken olmaz.  Olursa da halktan özür Allah’tan da af dilenir. Zira Alla’a şirk kaçınılmaı gereken bir günah iken devlete şerik bir vatandaşlık görevidir.


YORUM EKLE